Dur Yolcu: Mars Koç’ta Geriliyor (10 Eylül – 14 Kasım 2020)

Mars retroya girdiyse kavgalar biter, dedi.

Düşündüm. Bir bakıma doğru. Mars’ı kavga etmek için kullanan birisi için kavga edememek söz konusu olabilir çünkü gerileyen gezegenin işlevi geriye çekilir, rahat ifade bulamaz.

Fakat kavgaların bitmesi bir yanılsama olur. Aksine, tartışılması, sıkışan enerjinin açığa çıkarılması, anlaşmazlıkların ifade edilmesi söz konusu olup baskılandığında daha patlamalı bir dışavurum olabilir.

Haziran’da Koç’a giren Mars bizlere o zamandan beri isteklerimiz, hareket kabiliyetimiz, öfkemiz, irademiz ve cesaretimizle ilgili yakıt sağladı, ta ki şimdi iki aylığına bu ateşli enerjinin kendini geriye çekme zamanı gelene dek. Böylesi sıcak, dürtüsel, ham bir enerji atılmak isteyip de sırtında bir koşum varmış gibi geri çekilirse ne olur? Fizikselden ziyade psikolojik çalışır ya da pasif agresif bir ton yakalayıp oradan yansıtır.

Mars şu an Koç’ta gerilese de öncelikle biz buna kendi haritamızdaki Mars’ımızın bulunduğu arketiple yanıt veririz. Kimimiz düşünsel, kimimiz duygusal, kimimiz pratik, kimimiz eylemsel. Yine de aktive olan yaşam alanı haritamızda Mars’ın Koç’ta gerilediği yerdir. Belki ailemizle ilgili dinamikler gündemdedir, belki işimizle ilgili, belki ilişkilerimiz, belki sağlığımız.

Bugün, 10 Eylül itibarıyla 28 dereceden 14 Kasım’da 15 derece Koç’a kadar gerileyecek olan Mars, önce Temmuz sonundan bugüne dek hayatımızda istek, öfke, irade ve cesaret konularıyla ilgili geri dönüp yeniden değerlendirmelere girmemize sebep olacak. 14 Kasım’da retrodan çıktıktan sonra ise bu değerlendirmelerle ilgili her ne aksiyon almamız gerekiyorsa Ocak başına dek bunların artık bir eyleme dökülmesi için yeniden aynı alanları tarayacak. Uzun ince bir yol. Ama enerjisi ince mi?

Mars’ı Koç’ta enerji topu, arzulu, istekli, cesur, hatta biraz fazla atılgan, düşünce olmadan davranan, ortalığa atılan ergen bir genç gibi düşünün. Hatırlamak isteyenler için önceki yazım burada. Gerilemeyle bu enerjinin dizginlenmesi, sanki başımıza (Koç bedende başı temsil eder) bir tasma takılmış da başlamayalım, atılmayalım, koşmayalım diye geri çekildiğimizi hayal edelim. Üstüne Eylül sonu önce Satürn, Ekim’in ilk haftaları Plüto, Ekim’in ikinci yarısında da Jüpiter’le açısı dolayısıyla Oğlak’taki tüm bu ağır abilerin kendisinin yolunda durduğunu düşünelim. Genç atılgan bir enerji hem geri çekiliyor, hem de toplumun yaşlı, olgun, güç ve otorite sahibi, inançlı kesimince dur bakalım hele diye yoluna taş koyuluyor. Bu atılgan enerji nasıl tepki verir?

Bir kere tepki verir! İsyan etmek isteyebilir. Baskılanıp geri çekildikçe istiyorum da istiyorum diye tepinen bir ergene de bağlayabilir. Ya da karşısında duran bu geleneksel, statükocu, dediğim dedik toplumsal yapılanmaya karşı onu aşmak üzere kendi irade, azim ve isteklerini yapılandırıp Kasım sonrası bunları gerçekleştirmek üzere değerlendirmede kalabilir.

Böyle yazınca olumlu senaryo nasıl da akla mantığa uygun geliyor. Ama Mars Koç’ta ve retroda akıl mantık kullanmak kolay olmayabilir.

O zaman ne yapacağız?

Kendi isteklerimize, irademize, öfkemize nasıl sahip çıkıyor, onları nasıl ifade ediyoruz bir oraya dönüp değerlendireceğiz. Değerlendirmek. Bu temaların kimlere, hangi mercilere, nasıl çevrelere ya da belki safi kendimize her ne minvalde yansıması gerekiyorsa orayı bu sıcaklığın farkında, ama bu sıkışan enerjinin yavaşça dışavurumunda dengelemeye bakacağız. Kimisi için spor yapmak bunun yöntemidir. Retro döneminde belki koşmayacağız da yürüyeceğiz, daha hafiften alacağız. Kimisi için konuşup paylaşmaktır. Belki şimdi anlatmaktansa kendimiz için yazacağız, bunu kendimizle konuşmak, kendimizi duymak için yapacağız. Kimisi için iş yapmak, çalışmak, üretmek, somutlaştırmaktır. Şimdi bunu yenilerine atılmadan, elimizdekinin devamlılığıyla sağlayacağız. Ya da belki duygusal olarak kendimize dönmek, inzivamıza çekilmek ya da sadece ağlamaktır. O zaman içimizdeki hareketi gözlemleyeceğiz, onunla hareket edeceğiz. Önemli olan sıkışıp da bizden ileriye dönük atılmadan önce yapılanmamızı, ergenle yaşlı arasındaki dengeyi bulmamızı sağlayacak cesaret, irade, arzu ve azmi nasıl bulacağımızı tartmak.

Şimdi bu yazdıklarımı alın, Doğu Akdeniz’de kızışan komşular ve ortaklıklar platformuna koyun, Amerika’da yükselen isyan sesleriyle yönetimdekilerin tavrına yansıtın, hali hazırda içinde bulunduğumuz pandemi gerçekliğinde gençlerin bu süreci nasıl yaşadığıyla yaşlıların nasıl yaşadığının çatışmasında kim kazanıyor kim kaybediyor, bir de buradan tartın. Sonra kendinize dönüp mikro hayatınızda seçiminizi yapın. İnsan aklı bunun için var. Dürtülerimizi aşıp bilinçle seçim yapabilmek için.

Dün durağanlaşan Mars bu geceyarısına doğru artık geriye dönecek. Dün ve bugün bu atılmak isteyip de atılamayan enerjinin sıkışıklığını en çok hissettiğimiz gün ve saatler. Aynı şekilde 13-14 Kasım da böyle olabilir. Benim için bunun bir çıkış yolu şu yazıyı yazmak. Zihinsel sıkışıklığı buradan dışarı aktarmak. Sizin için de kendi içinizdeki çıkışı bulmanızı ve bunu önce kendiniz, devamında da çevreniz için sağlıklı ve şifalı olacak bir cesaret, irade ve yaratıcılıkla (çünkü Mars yaratır!) ortaya koyabilecek değerlendirmelerde kalabilmenizi diliyorum. Unutmayalım, şimdi hareket değil, değerlendirme. Kişisel öfke, irade, istek ve azmimizi değerlendirmek mümkün mü?

Yolumuza dönelim yolcular.