Ateş Dalgaları: Mars Koç’ta (28 Haziran 2020 – 7 Ocak 2021)

İstiyoruz.

Dışarı çıkmak istiyoruz. Hareket etmek istiyoruz. Yürümek, koşmak, tırmanmak, takla atmak, tekme atmak, şöyle bir çakmak, elimizi masaya vurmak, coşmak, yükselmek, durmamak, hızlanmak, dahasını almak, dahasını görmek, daha demek, daha daha daha.

Balık’taki Mars’la duygularla mücadelemizin sonuna ulaştık. Artık ateşli alevli, hareketli istekli kendi ortamında kendini alev alev ifade edecek bir Mars’la Koç’ta başbaşayız. Hem de tam altı ay.

İrademizi ortaya koymak, isteklerimizi ifade etmek, her ne için harekete geçmek istiyorsak işte o yola düşmek, dürtüsel saf ham bir atılganlıkla ‘ortalığa çıkmak’ için zaman şimdi ve burada.

Normalde bir burçta iki ay kadar kalan Mars’ın bu sene Koç’ta altı ay kalması Eylül-Kasım aylarında gerileyerek ilerlediği bütün yolu neredeyse başına kadar dönecek olmasından. Yani ateşli mücadelelerimiz, dahasını istemelerimiz için belki şimdi atılacağız, sonra oralara dönüp bir daha bir daha bakacağız. Daha daha.

Bir gezegen yönettiği burçtaysa kendi doğasını rahat ifade eder, öte yandan gölgesinin en şişmiş halini de gösterebilir. Savaş gezegeni böylesine güçlü bir şekilde gerçek anlamda sahaya çıkıyorsa orada düşünce değil hareket, sabır değil acelecilik, duygu değil tepkisellik, kendini ayarsız bir şekilde ifade etmek isteyen bir eylem hali olur. Yetmez, Ağustos itibarıyla sırasıyla Jüpiter, Plüto ve Satürn’le sert açılar kurup sonra bir de geri dönecek bir ateşli genç enerjinin bastırıldıkça daha da patlamalı şekilde kendini ifade etmesi söz konusu olabilir. Sanki yaşlı, eski, gelenekçi düzene karşı (Oğlak’taki ağır abiler Satürn, Plüto, Jüpiter) genç, ergen, sabırsız savaşçı ruhun (Koç’taki Mars) isyanı gibi. Gereksiz kavgalara ağız dalaşlarına dikkat, ama ifade edilmemiş, çıkmamış öfke varsa onları çıkarmak için ideal.

İyi tarafından bakalım. Gökte hiç ateş elementi yoktu. Belki cesaretimizi kaybettik, belki hayat kaynağımızın çekildiğini hissettik, belki sadece uyuyup kalmak istedik, halbuki zamanı akıtıp geçirdik. Artık gökte bir tanecik ateş vurgusu var, ama öyle güçlü ki, hepimizi içten yanmalı bir sistemle ateşlemeye hazır. Tabii unutmamalı, bu ateşli fırlatma enerjisi fazla hareket ve oradan oraya gidişle alnımızdaki ateşi de fırlatabilir! Covid günlerini yine de unutmayalım. Ateşlenirken ateşlenmeyelim! Daha mücadele bitmedi, daha çok şimdi başlıyor gibi.

Ne diyelim?

Kişisel arzularımızın peşine düşeceğimiz bu ateş dalgalarının yükselişi ihtiyacımız olan yakıtı bize sağlasın.

Marşa bastık, gidiyoruz.

İstemeyene aşkolsun.

MAKoc.jpg