Sağduyulu Seçimler: Oğlak’ta Ay Tutulması – 5 Temmuz 2020

Güneş açmış, yaz gelmiş, bizler de yavaştan dışarıya yönelmeye başlamıştık. Halen hava güneşli, ama bulutlar gidip geliyor, hava açıp kapıyor. İçimizdeki hava durumu da bunun gibi.

Belki biraz iç sıkışıklığı, yapılması gerekenlerin üstümüze gelmesi, kendimizi yorgun, yaşlanmış hissetmemiz, yerçekimine direnemememiz.

Halen Yengeç döneminde ilerlerken ana tema ev, aile, geçmişle bağlantılar, anılar, kökler ve vatanla ilgili yerlerde döneniyor. Düşüncelerimiz duygularımız tarafından gerilere çekiliyor. Geçmişi yad ediyor, belki geçmişten mesajları rüyalarımızda görüyoruz. Merkür hala Yengeç’te geriliyor.

Belki yemek yapmak iyi geldi, belki ailemizle yeniden kökümüzü hatırlamak, belki ihtiyacımız olan şefkat ve besleyiciliği birbirimize vermek, belki duygusal ve fiziksel güvenlik için kabuğumuza çekilmek.

5 Temmuz 2020 sabah 07.44’te Oğlak’ta Dolunay ve Ay Tutulması gerçekleşecek. Bu tutulma 5 Haziran’da Yay’de başlayan Ay Tutulması ardından 21 Haziran’da Yengeç’te gerçekleşen Güneş Tutulması’ndan sonra gelen üçüncü ayak. Üçlü bir saltonun son dönüşü gibi. Bir koridorun sonu. Bir kapıyı kapama zamanı.

Yengecin koruyucu besleyici şefkatli dünyasında içsel güvenliklere sığınmış, hassas duygusal limanlarda kuytulara çekilmiş olabiliriz. Bu bizi biraz geçmişte anne ve babamızdan sürekli ihtiyaçlarımızın giderildiği dünyaya da götürmüş olabilir. Belki şimdi eşimiz bizim için bunu sağlamıştır, belki biz onun için yapmışızdır. Belki çocuklarımız iyice bize yapışmıştır ya da yaşları ilerlemiş anne babalarımız bize muhtaç olmuştur.

Oğlak’taki Dolunay ve Ay Tutulması bu ihtiyaçlar eksenine büyümek istemeyen, zaman zaman mızmızlanan, belki içsel güvensizliklerden alışkanlıkları bırakmayan yapılarımıza koca bir fenerle ışık tutuyor. Sağduyulu olma, duygusal çalkantılara gerçekçi bir şekilde bakma zamanı. Biz o geçmişin geri çekenlerine sığındıkça büyümeyeceğiz, yapış kalıplarımızı değiştirmeyeceğiz. O zaman hep annemizin babamızın mızmızlanan küçük çocuğu olarak mı kalacağız? Ya da artık bizim sorumluluğumuz olmayanları (çocuklarımızın, ailemizin, eşimizin, anne-babamızın, işimizin, patronumuzun) ne kadar üstlenmeye devam edeceğiz?

Bu seçim, bu hedef, bu gerçek kendimiz için, duygusal yapılanmamız için, kalıpları bırakmamız için (ister duygulardan ister yapış hallerinden), kendi gerçeğimiz için, büyüyüp olgunlukla, sağduyuyla sorumluluğu almamız, bir sonraki aşamaya adım atmamız için. Yoksa sürekli anne karnında parmak emip dönen dur. Ya da çocuk haline getirdiğini emzir dur.

Evet, belki taşıdığımız bazı yaralar var. Bazı yapamayışlar bizi öfkeli, saldırgan, ısırmak isteyen bir hayvan gibi ileri fırlatıyor. Halbuki tüm bunlara rağmen içimizdeki o saf, atılgan ve dürtüsel canlı yaratığı bu ihtiyaç ve görevler karşıtlığında kendi isteklerimiz için bir yakıt olarak kullanamaz mıyız? Mücadele ve şifa elele olabilir. Sağduyu demek saldırmak değil, sağduyu demek küsüp arkamızı dönmek de değil.* Sağduyu demek gerçeklerin sınırlarını önce kendimiz ve çevremizdekiler için çizerken her ne istiyorsak onun için mücadele etmek, her neye ihtiyaç duyuyorsak bunun gerçeğini kendimize vermek demek.

Hem istersek yepyeni, bambaşka, taptaze bakış açıları getirecek, değişik değer sistemlerini (taşıyan grupları) bize tanıştıracak özgürleştirici dinamikler de var. Bu anlamda farklılaşmak, bağımsızlaşmak, daha önce yapılmamışı yapmak zor değil. Yeter ki kollarımız açıp gönüllü olalım. Eskiyi geride bırakmaya ve yeniye yer açmaya.

Hem yapılacaklarımız bitmedi. Oğlak’taki bu tutulmanın ışık tuttuğu kapanış aslında bu. Geçtiğimiz bir buçuk sene içinde kendimize ne hedefler koyduk, ne başarılar için çalıştık, hangi zirvelere tırmanmak için canla başla mücadele ettiysek, hangi ihtiyaçlarımıza nasıl eğilip güvenliğimizi sağladıysak işte bunu artık düğümleyip tamamına erdirmenin aydınlatması.

Aydınlatma şunun için;

Belki yolda hedefler değişti, ihtiyaçlar evrildi, tutunduğumuz hedef kuru katı anlamsız bir unvan kalıbı halinde kalıverdi. Çünkü o geçen zamanda biz de değiştik, dönüştük, hala da bunun direnciyle teslimiyeti arasında bir yerdeyiz. Daha bitmeyenlerden biri de bu. O zaman yine de o hedef odaklılıkta kalmak mı yoksa bu hedefi sağduyuyla bırakıp şimdinin ihtiyaçları doğrultusunda (belki ev, aile, çocuklar, kendimize annelik babalık, ev iş dengesinin farkındalığı ile) yenisine yer açmak mı? Gerçekçi olmamız gereken yer bu. Bu bizi sonuna dek götürüp başarmaya iten dürtü, unvan, prestij şu anki ihtiyaçlarımızı gideriyor mu, bizi tamamlıyor mu?

Oğlak’ın farkında varması gereken dış dünyadaki hedeflerin iç dünyasının gerçeğini bütünleyecek bir nitelikte olması. Haritamızdaki Oğlak içimizin yansımasını mı hedefliyor duygusuz olarak konmuş toplumsal, yapısal kalıpları mı?

Sıkışıklığımız korkularımızdan kaynaklı olabilir. Başaramama korkusu içten içe kemirebilir. Seçmemek, adım atmamak, ertelemek daha güvenli gelebilir. O zaman içe doğru büyüyebilir, derinlere dalabilir, oradan tersine bir inşaatla yukarı çıkabilir miyiz? Yoksa korku, endişe ve baskıyla daha da sınırlı, daha da sıkışık, daha da karanlık yerlere mi gireriz? Aşağıya vardıysak, iyice küçülüp kapandıysak, kabuğumuza sıkı sıkı tutunduysak tek yön yukarısı.

Rüyamda çocukluk, gençlik ve yetişkinlikte benzer temalar etrafında yaşadığım üç başarısızlığımı gördüm. Bir, iki ve üç. Şimdiki peşpeşe üç tutulma gibi. Uyandığımda o yaşlarımdaki korku ve endişelerim yanıbaşımdaydı. Çünkü benzer bir hedefin içinde, sınavın eşiğindeydim. Kendime hatırlattım; üstüne bu kadar sene yaşadım, bunları tecrübe ettim, şunları öğrendim. Şimdi bunların bilinciyle korku ve endişelerimi geri de bırakarak, bu hedefin halen geçerliliğini tartarak devam edebilirim. Değilse bırakabilirim. Baktım sağduyu da diğer yanıma geldi. O zaman cesaret ettim. Deneyeceğim.

Sabianların dediği gibi;

‘Granite kazınmış tarihi bir kabartma’ gibiyiz.

‘Şimdiye kadar olmuş ya da hayatta olabilecek her bir ölçümlenemeyen potansiyelin tekrar tekrar şu anda kendini yeniden ifade etmesi ve insanın bundan doğan fırsatlardan yararlanmasından ibaretiz.’

The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones

Yengeç Oğlak aksına bir dokuz sene kadar veda ederken hepimizin iç ve dışımızdaki anne babaları öğrenmiş, gereklilerine sahip çıkmış, gereksizlerini azat etmiş, hem duygusal hem yapısal olarak kendimizi bütünlemiş olmamızı diliyorum.

OglakAT