Yay’da Ay Tutulması – 5 Haziran 2020

Haziran ve Temmuz aylarında peşpeşe deneyimleyeceğimiz senenin üçlü silahşörleri üç tutulmanın ilki bu Cuma gerçekleşiyor. 5 Haziran gece 22.12 civarı Yay’da güçlü bir Dolunay ve Ay Tutulması oluşacak. Gözlerimiz gökte olsun.

Mayıs başında Ay Düğümleri’nin İkizler-Yay aksına geçmesiyle önümüzdeki bir buçuk senenin gelişim temaları yön değiştirmişti. Şimdi, bu dönemin ilk dinamiği bir tamamlanmayla geliyor çünkü Ay Tutulması etkisi yaklaşık altı aya kadar yayılabilecek güçlü bir Dolunay demek. Aynı yusyuvarlak gökte gördüğümüz ay gibi, geçtiğimiz ay her ne temaları başlattıysak işte bunları tabak gibi hayatımızda görüp deneyimleyebileceğimiz bir zamandan bahsediyoruz. Farkındalık, aydınlanma, tamam mı devam mı zamanı.

Gökyüzü çoklu retro zamanında olduğu için geçmişten bugüne doğru gelelim. Ondokuz sene önce, 2001 yazı bu sıralarda hayatınızda neler oluyordu? Ne gibi tamamlanmalar yaşıyordunuz? Oraları tarayın. İşte bu senenin tutulmaları o zamanın konularını yeniden tetikliyor.

Halen İkizler döneminde olduğumuz Haziran ayında birçok farklı fikre, bilgiye, bakış açısına maruz kalıyoruz. Çoklu fikirlerle donanıyoruz. İletişim, sosyalleşme, komşumuzla, mahellemizle irtibatta olmak devrede. Zaten evlerimizde kapalı kaldığımız bu zaman diliminde ev dışında görebildiklerimiz de belki sadece bu insanlar oldu. Mahallelimiz, komşularımız, yakın çevremiz. Şimdi yavaş yavaş mahallemize, belki biraz daha ötesine doğru açılıyor, yola çıkıyoruz. Yeni normale adım adım.

20 Mayıs’tan beri yakın çevremizden topladığımız bilgilerin bizi birçok yöne sevkettiği, öte yandan bilgi kirliliğine de maruz bıraktığı, çoklu ama yüzeysel bir dokuda kaldığı, hatta belki tamamen dedikodu gibi faydasız bir eksende işlediği temaları deneyimlemiş olabiliriz.

İşte bu temanın tam karşısında Yay’daki Dolunay ve Ay Tutulması artık bu aşırı bilgi akışını bırakıp bir uzmanlaşmaya adım atmak, öğrendiklerimizle deneyime girmek, hayatımıza tecrübe ekseninde bilgeliği getirmek üzere bize çağrıda bulunuyor. Öğrendiklerimizi öğretme aşamasına geçebilir miyiz? Bilgiye deneyim katabilir miyiz? Teori yönünü anlamlı kılabilir miyiz? Ya peki mahallemizden, yakın çevremizden çıkıp bunu daha uzaklara, yabancı diyarlara, farklı kültürlere uzanacak şekilde taşıyabilir miyiz?

İkizler-Yay karşıtlığında her zaman bilgi-inanç, mantık-anlam kutupları çalışır. Gölge tarafında İkizler hiçbir tarafı seçmeden sadece yüzeysel bilgi akışında kalırken Yay gölge yönüyle ise sadece kendi anlam atfettiğinin üstünlüğü ve mutlaklığını savunabilir. Şu an Amerika’dan başlayarak dünyaya yayılan, bir ırkın diğerine üstünlüğü meselesi veya bir liderin elinde bir din kitabını tutarak bir mesaj vermesi bu tutulmanın göstergelerinden. Hangi renk, hangi inanç, hangi bilgi, hangi mantık.

Ve tabii tutulmanın tetikleyicisi Mars-Neptün ikilisinin Balık’taki sert vuruşunu unutmamak lazım. Bilgi-inanç, mantık-anlam, farklı fikirler-dogmatik tutumlar karşıtlığında çıkan isyan aslında birlik ve bir olmak uğruna. Fakat burada büyük bir yanılsamaya götürecek, yön kaybına sebep olacak dalgalanmalar var. Aynı isyan hareketinin dalga dalga yayılıp büyümesi gibi, bireyden yola çıkarak topluma, insanlığa, gezegene, evrensel yaşama (evet bu kadar büyük ve devasa bir kapılma ya da dalgalanma) sıçraması gibi. Bu biraz da okyanusun kabarmış büyük dalgalarıyla savaşmaya çalışmak gibi.

Hangi bilgi ve fikirleri süzüp hangi hayat deneyimleri ve anlam bütünlüğüne vardıracak, buradan nasıl bir birlik duygusu, şefkat ekseni ve varoluşla çıkacağız? İnsanlığın verdiği en büyük sınavlardan biri daha önümüzde duruyor. 2001 senesinde Amerika’da farklı inançlar uğruna yaşanan 11 Eylül döneminin benzer tema vurgularını getirdiğini hatırlayalım. O sene yaşananlardan sonra hiçbir şey aynı olmadı. Bu seneden sonra da olmayacak. Temalar aynı, dinamikler farklı. Yol tamamlanmadı, ama tünelin sonunda ışık var. Eğer her birimiz toplumu oluşturan bireyler olarak kendi bilinç seviyemizi yükseltir, kişisel sorumluluklarımızı alır, birlik beraberlik duygusuyla dayanışma içinde devam edersek.

Tutulma haritasında Yükselen Oğlak bize görev ve sorumluluk odaklı yaklaşmanın gündemimizde olduğunu gösteriyor. Bu sorumluluk insanlığın farklılıklarını gözeterek, ayrımcılık yapmadan, eşitlikçi bir tavırda olmalı (yönetici Satürn Kova’da). Halbuki Satürn geri hareketinde olunca, bu toplum bilincinin sorumluluğunu alma meselesi kendini aksi yönde, gölgesinde ayrımcı bir yansımayla ifade ediyor. Ve Kova’nın isyankar tarafı baskılara karşı koyuyor. Liderler toplumun eşitlikçi sorumluluğunu almazsa toplum isyan ederek otorite olmaya davranır!

Tutulmanın yöneticisi Jüpiter Oğlak’ta kendimize katacağımız deneyim ve anlamın somut sonuçları olması için çalışmamızı öğütlüyor adeta. O zaman başarı kaçınılmaz olur ve büyük dönüşüme götürür. Ve fakat unutmamalı. Dilimiz şefkatli, birleştirici, anlayışlı olmalı (İkizler’in yöneticisi Merkür Yengeç’te). Bunun yaralayıcı bir eksende mi şifalandırıcı bir niyette mi çalışacağına da bakmalı (Chiron Koç’ta Merkür’e sert temasta)

Sabianlar bu tutulma derecesi için ne demişler bakalım.

Martılar bir gemiyi izliyorlar

Bu sembol toplumun imtiyazları ve ödüllerinden faydalanmak için insanın tam hakkını talep etmesini ifade eder. Kişi kendi yolu için yılmadan ihtimam gösterirse bireysel fayda sağlayabilir. Hayatın tüm ekonomisi için kişisel olmayan bir al-ver ilişkisinin sürekliliği ve bütünlüğü söz konusudur. Kişi için anlamı ve faydasını yitiren bir şey bir başkası için anında büyük önem kazanır. Üstelik, kişi kendine mal edemediği ne varsa aslında bunları başkasının hizmetine teslim etmiş olur. Anahtar sözcük UYANIKLIK’tır. Olumlu kullanıldığında, elde olan her fırsatı farkedebilme yetisidir. Olumsuz olaraksa anlamsız, amaçsız beklentilerdir.

The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones

Dün Venüs geri hareketinde Güneş’in kalbine konuşlanmışken, bize sevme şekillerimizi, değer biçme yöntemlerimizi, ilişki kurma biçimlerimizi yeniden değerlendirmemiz için ışık tuttu. Bunun dokunuşuyla beraber kendi hayatımızda hangi bilgileri hangi değerler içinden süzerek anlamlı hale getirebileceğimizi ve bunu nasıl bir birlik duygusuyla bütüne yayabileceğimizi düşünelim. Ben dediğimiz yerden biz çıkıyor mu bakalım. Doğru dediğimiz yerden başka doğrular görüyor muyuz soralım. Bilgi dediğimiz yerden büyüyor muyuz tartalım.

Günün sonunda birlik beraberlik duygusunu hatırlayalım.

Bugün müzikle kapatıyorum.

Love is love is nothing without you.

Happy pride month!

YayAT