Artık bir durup bakma zamanı. Taşıyamadığımız yükleri bırakma, silkelenme, sadece gerçek ihtiyaçlara sabırla kendimizi teslim etme.
Duygularımız nasıl yoğun, içimiz sıkışık ve bu yeni bir his değil, bir zamandır meseleler içimizde kaynıyor. Bunlar belki sadece şimdinin, kendimizin de değil. Geçmişin, anne-babalarımızın, atalarımız ve vatanımızın.
Görünenin ve varolanın altında derin kökler inşa ettik. Bunları anlamak için kendi içimize, iç inşaatımıza bakmak, yaptığımız seçimleri görmek ve bunların sorumluluğunu almak – bilgelik buradan gelebilir. Duygusal bedenimizin ve ihtiyaçlarının farkına vararak ne taşıdığımızı ve bize neyin miras kaldığını anlayarak.
İhtiyaçlarla gerçekler arasında neyin kökünden değişmesi gerekiyor? Bırakmamaya direnç gösterdiğimiz güç bizi nereye çekiyor? Sandığımız zirveye mi kuyunun dibine mi? Dış dünyanın değişimi ancak köke inmekle, içten başlıyor. İçten dışa dönen, görünen değişim, uzun soluklu dönüşüm.
6 Ocak 2019’da Oğlak’taki Güneş Tutulması’ndan bu yana hayatımızın düzeninde, işleyişinde, kural ve yapılarında ne gibi değişiklikler yaptık, neleri eledik, ruhumuzla paralel nasıl bir dış dünya inşasına girdik? Yaptığımız seçimler bizi içten güçlendiren seçimler miydi yoksa halen ele almayıp kaçtığımız meseleler mi?
İşte şimdi yüzleşme zamanı.
Çıplak gözle seyredilmiş bulutlu büyülü bir Ay Tutulması sonrası deniz kenarından sevgiler…