İlkbahar Ekinoksu ve Önümüzdeki Üç Aya Bakış

Doğanın Uyanışı

Her bahar doğanın uyanışıyla birlikte kendi doğamızın da uyanışını içimizde hissederiz. Ruhumuz kış uykusundan uyanıp sığınağından çıkar, bedenimiz açılıp yürümek ister. Isınan hava, çiçeklenen ağaçlar, taze kokular bizi dış dünyaya, sahaya çağırır. Yeni bir dürtü, taze bir çağrının sezgisiyle atılmak için sabırsızlanırız.

Kış mevsimini ve koca bir Zodyak döngüsünü noktalayan Balık dönemi içe dönük bir kapanma fazıysa; yeni döngüyü, ilkbaharı ve yeni astroloji yılını saf bir dürtüsellikle başlatan Koç dönemi bir açılış, atılım ve yola çıkıştır. Güneşin Kuzey Yarımküre’de zirve noktaya tırmanana kadar alacağı yol gibi.

İlkbahar Ekinoksu ve Koç Dönemi

Tropikal Zodyak her sene Güneş’in (Kuzey Yarımküre’de) 0 derece Koç’a ilerlediği İlkbahar Ekinoksu’yla başlar. Bu zaman yeni Astroloji Yılı’nın başlangıcıdır. Koç dönemine giriş haritası da bize o yıl (bazen yarı yıl veya üç ay) ne gibi temaların gündemde olduğunu gösterir.

Bu sene, 20 Mart 2021 Cumartesi Türkiye saatiyle öğlen 12.37’de Güneş Koç’a giriyor, gündüz ve gece eşitleniyor, ilkbahar resmen başlıyor. Kutlu olsun!

Öncü nitelikli bir ateş elementi olan Koç arketipi saf benliğin ileri atılarak sahaya çıkmasını ve kendi varlık sebebi için mücadele etmesini temsil eder. Burada düşünce yoktur. Saf, ham ve kendi yakıtını sağlayan bir cesaret söz konusudur. Eskinin önüne geçip yenisini getirmek belki de böyle mümkündür.

Her sene bu zaman bizlerin de haritasındaki Koç alanı tetiklenir. Başlangıç yeri her zaman aynıdır, ama mücadele alanı, şekli ve öncelikleri değişir. Doğumumuzdan bugünümüze sabit duran varlıklar olmadığımıza göre bu da anlamlıdır.

2021 Astroloji Yılı

Önce biraz nefes alalım.

Geçen senenin ekinoks haritasıyla bu senenin ekinoks haritasını karşılaştırdığımızda devam eden hastalık/sağlık teması olmasına rağmen atmosferin çok daha farklı olduğunu söyleyebiliriz.

2020’deki yoğun toprak elementi vurgusuyla çok sıkışık, sınırlı, kapatılmış, ağırlaşmış ve kendi içimize kapanmış dünyadan eser yok. Hava elementi yüksek. Nefes demek, iletişim demek, bilgi ve teknoloji demek, düşünmek-öğrenmek-konuşmak demek. Öte yandan mesafe, alan, uzaklık ve kopukluk da. Zihinler aktif, dijital bağlantımız yüksek. Su elementi destekleyici. Şefkatli, anlayışlı, empatik davranmak, birlik duygusuyla ilişki kurmak mümkün. Yaratıcı kaynağa bağlanıp şifalanmak, kollandığımızı hissetmek güven verici. Ve tabii duygusal olarak etkilenip çalkalanmak da.

Bu sene araftayız. Geçen senenin silip süpürdükleri, yıkıp geçtiklerinin ardından bir durum değerlendirmesi yapıyor; geleceği anlamlandırıp inşa etmeye, geçmişi temizleyip silkelenmeye çalışıyoruz. Pandemi gerçeği sonrası her şeyin eskisi gibi olamayacağını öngörerek geçmişle geleceğin çatışmasını şimdide yaşamak bu değil mi?

20 Mart 2021 Ekinoks Haritası

Tüm gezegenlerin üst kadranda yer aldığını görüyoruz. Bu her şeyin görünür olduğu, dışadönük bir vurgu demek. Güneş Venüs’le burçdışı kavuşumda ve 10. evde. Bu dönemin vurgusu toplumsal alanda, iş hayatında, yöneticiler ve iktidar sahiplerinde. Evet, işlerimizi de evlerimizden idame ettirmeye başladığımız ya da tamamen durmak durumunda kaldığımız dönemden sonra meselenin kariyere ve toplumsal alana gelmesi boşuna değil. Yeni dönemle yeniden başlama cesaretini topluyoruz.

Balık’ta yücelen Venüs bu başlangıç dönemine manevi bir değer, birlik ve güzellik duygusu getiriyor. Toplum önünde görünür olan meselelere bir Koç gibi atılır, yola çıkarken ilişkilerimize kabullenici ve sevgi odaklı yaklaşarak kazanabiliriz. Venüs bu sene kadınların göz önünde olduğunun, parlayan bir şekilde varlıklarını ifade edebileceğinin de göstergesi. Kadın liderleri daha çok görebiliriz. Plüto’nun da 7. evden desteğiyle hedefe dönük dönüşümün yolunu kadınların açabileceğini söyleyebiliriz.

Özellikle İstanbul için, tepe noktasındaki Neptün ise hem salgın hem şifaya dair haritanın en baskın noktası olarak öne çıkıyor. Yavaş yavaş yeniden açılmanın kaçınılmazlığına tutunmakla beraber hala dikkatli olmamız, tedbiri elden bırakmamamız için bir uyarı sanki. Çünkü Neptün bu. Ortalığı bulandırabilir, bir sis gibi etrafı kaplayabilir. O zaman edindiğimiz bilgilerin gerçekliği tartışılabilir, medyadan duyduklarımız yanıltabilir, skandal nitelikli açıklamalar gelebilir. Sis dediğimiz şey neyin içinde kaldıysak onu bize geri verir. Hastalıksa hastalık, sağlıksa sağlık. Evrenin bizi her kimsek o olmaya çağırdığı şeylere tevekkülle ve sağlıklı bakmak ya da kendi kendimizi kandırmak.

Haritanın yükseleni Yengeç önümüzdeki üç ayın temasının hala ev, aile, ihtiyaçlar, memleket odağında olduğunu gösteriyor. Yöneticisi Ay İkizler’de 12. evde Kuzey Ay Düğümü ve Mars’la beraber. Arka planda bilemediğimiz, göremediğimiz şeylerin mücadelesi, ihtiyacı (aşı, sağlık, çok yönlü bilgi) sürüyor. Aslında ihtiyacımız bilmek, madalyonun her iki yüzünü de öğrenmek. Mücadelemiz de bu. Sanki yeni yeni okuma yazma öğreniyormuş gibi sağlıklı olmayı, ihtiyaçlarımızın çeşitliliğini farketmeyi, kendimize bunları sorup yanıtlamayı becermek. Bunun yolu da bildiğimiz(i sandığımız bedensel, duygusal veya ruhsal) sağlıklı olma şekillerine ya da eski inanç kalıplarına güvenmeyi bırakıp her şeyi sorgulamak, soru sormak, merak etmekten geçiyor. Varsayma değil, yeniden öğrenme zamanı.

21 Haziran’da Yaz Gündönümü haritasında bu tema ne kadar değişiyor yeniden bakacağız. Bu seneyi üç ayda her mevsim başlangıcında yorumlayacağız.

Satürn Uranüs Karesi

Satürn Uranüs’le yaptığı sert açıdan yavaşça uzaklaşmasına rağmen etkisi hala üstümüzde. Sürprizlerle yaptırımların çatışması sürüyor. Bu senenin en önemli gökyüzü açısı bu: Babayla (Uranüs) oğul (Satürn) arasındaki düello. Tariflersek ‘it-çek’ diyebiliriz. Biri ileri iteklerken öbürü geri çekiyor. Bize de ikisinden birini seçmek yerine bu iki bileşenden bir üçüncü yaratıp çözmenin mücadelesi düşüyor.

Şubat ayında ilk keskinleşmeleri sonrası Haziran ve Aralık’ta iki kere daha sıkı sıkıya çatışacaklar. Eskiyle yeni, yaşlıyla genç, gelenekçiyle sıradışının birbirine meydan okuması. Artık farklı değerler, yenilikçi ekonomilerle geleceğimizi hayal etmeli; herkesin faydasına çalışacak düşünce sistemlerini yapılandırıp geleceğin bilgisini oluşturmalıyız. Çatışmalar bunun üstüne. Yeni bir değer yaratmalı, çürümüş olanları bırakmalıyız. Fizikselden sanala geçmenin yaratıcı, kalıcı, gerçekçi yollarını bulmalıyız. Kalıcılığı fiziksel dünyadan çıkarıp yeni fikir ve teknolojilere taşımalıyız. Bunun yolu da yeniye, tazeye, gençliğe açık olmak, öğrencilere bakmak belki de.

Yükselenin Sabian Sembolü

Sabian Sembolleri’ne göre haritanın yükseleni 11 derece Yengeç. Avustralyalı astrolog Lynda Hill bu dereceyi şöyle yorumluyor.

ÇİNLİ BİR KADIN BÜYÜK BİR HOCANIN RUHUNU TAŞIYAN BEBEĞİ BESLİYOR

‘Çinli Kadın’ ‘Beslediği’ ‘Bebek’te ‘Büyük’ bir şeylerin varlığını sezer. O, bebeğin büyük bir yeteneği ve geleceğin ödüllerini taşıdığının farkındadır. Gençlerdeki bu eğilimi görmek yaşlı ya da aydınlanmış bir ruhun güçlü sezgiselliğini gösterir. Bu ‘Çocuk’ beslenme ve ilgilenilme ihtiyacındadır, ancak bu şekilde tam potansiyeline ulaşabilir.

Geleceğe dair umutlar daha genç ve hayat dolu yerlerden gelebilir. Gençlerden hayata dair önemli şeyler öğrenme fırsatları doğabilir. Bu sembol diğerlerindeki büyük niteliği görmeyi ifade eder. Kaç yaşında olursanız olun, bu size dair bir şeydir. Herkesin kendi potansiyelini ortaya koymasının yolu onunla ilgilenip yeteneklerine eğilmekten geçer. Küçük ama önemli yetenekleri besleyip onlarla ilgilenmek varolanı çiçeklendirip beklentilerin ötesine taşıyabilir. Siz ‘Büyük Bir Hoca’ mısınız? Keşfedilmemiş yetenekleriniz mi var?

Belki de çevremizde, içimizde veya toplumumuzdaki yeniye, genç dediğimize bu gözle bakarak uyanmak ve yola çıkmak bu ekinoksun taze tohumu, saf başlangıcıdır.

Cesaretimiz bol, tedbirimiz yerinde, şifamız taşıyıcı, gerçeklerimiz dönüştürücü olsun.

Mutlu ekinokslar!

*Bu yazı 20 Mart 2021 tarihinde diken.com.tr’de yayımlanmıştır. Link burada.