2021’e Astrolojik Bir Bakış

Merhaba.

Seneye bakışı düşünmek, anlamlandırmak, biraz da deneyimlemek için Kova dönemine girmeyi bekledim. Nedeni, daha çok Oğlak arketipi ve toprak elementine vurgu yapan Ocak ayında 2020’nin ağırlığını ve bize neler yaşattığını hissettiğimiz nitelikler söz konusu. Sanki Ocak 2020’ye aitti de sonuna doğru, hatta Şubat ayıyla esas 2021’e adım atmaya başlayacaktık.

Bir yandan Aralık sonunda bir değişim rüzgarı da başlamıştı. 17 Aralık’ta önce Satürn Kova’ya girdi, ardından 19 Aralık’ta Jüpiter de Kova’ye geçerek hava elementindeki vurgu yükseldi. Ve son olarak 21 Aralık’ta, tam da Kış Gündönümü’nde Jüpiter ve Satürn Kova’nın 0 derecesinde kavuşum yaparak yeni bir 20, 200 ve 800 senelik üç ayrı döngüyü başlattılar. Değişim rüzgarlarının esmeye başladığını, hayatın hızlandığını, bedenimizi sağlıklı tutmaktan çıkıp artık nefes alma ihtiyacımızın yükseldiği bir döneme girdiğimizi hissettik.

Geçen senenin kapanma, eksilme ve hayatta kalma çabasıyla birlikte getirdiği ‘ küresel yıkım’ın ardından bu seneyi tek bir ifadede toparlamak gerekirse ‘geçmişle gelecek çatışması’ diyebiliriz. 2020 sanki birçok döngünün, onyıllar ve yüzyılların meselelerini bir seneye toplamış da sıkıştırmış gibi her yandan çarpıp yıkan bir etki sunarken 2021 çok daha odaklı. Odaklı demek pürüzsüz demek olmayabilir, ama geçen seneden çok daha farklı ve değişik bir yılda olduğumuz fikri bizi rahatlatabilir. 2020’ye ‘yıkım ve hesap verme’ tanımını getirirsek bu seneye ‘büyük değişim’ üzerinden bakarak hem kollektifte hem de kendi hayatımızdaki yansımasılarını öngörebiliriz.

Evet küresel salgın bitmedi, ama aşı bulundu. Öte yandan geçen sene yaşadığımız şoktan bulunduğumuz gerçeğe daha uyumlanmış bir noktadayız. Bununla yaşamayı öğrenmek, yeni normlara uyum sağlamak meselelerden biri. Ama sadece değil. Birlikte hareket etmenin, birlikte düşünmenin, işbirliği yapmanın, kendimizle birlikte yaşadığımız toplum ve çevreyi yeni ve daha iyi bir geleceğe taşımanın sorumluluğunu taşıyoruz. Bunun için eskiye dair tutup da maddi manevi bırakmadığımız neler varsa bunlardan kopup özgürleşme zamanındayız.

Mitolojik Çatışmalar

Mitolojik yaradılış hikayesinde önce Gök Baba Ouranos (Uranüs) var. Toprak Ana Gaia’nın üzerine her gece kapanıyor ve birleşiyorlar. Bu birleşmeden çocukları oluyor. Fakat Ouranos çocuklarını beğenmiyor ve onları yutuyor. En küçük oğlu Kronos (Satürn) annesi Gaia’nın yardımıyla babasına karşı gelerek onu hadım ediyor ve hükümdar olarak onun yerine geçiyor.

Kronos kendi başa geçince babasının yazgısından kopamıyor. Ouranos çocuklarını beğenmeyip yutarken Kronos da gücü ve liderliği kaybetme korkusuyla çocuklarını yutuyor. Bu sefer de Zeus (Jüpiter) yine annesinin yardımıyla kurtarılıyor, anne babaya çocuğu niyetine bir taş yutturuyor, Zeus kurtulup büyüyor. Zamanı gelince Zeus babası Kronos’u içirip daha önce yuttuğu kardeşlerini de kusmasına sebep olarak hepsini kurtarıyor. Kardeşlerle Zeus babaya savaş açıp kazanıyorlar, Zeus Tanrılar tanrısı olarak Olimpos’un başına geçiyor ve yeni hükümdar oluyor.

Her iki hikayede de babanın (eski sistemin) yeniyi beğenmemesi, baskılaması, yutması var. Ve her ikisinde de oğulun (yeni gelenin) babayı alt etmesi ve yerine geçmesi söz konusu.

Bu seneye girerken kavuşan Jüpiter ve Satürn varolan ‘baba’nın düşüşü ve bir yenisinin yerine geçişini temsil ediyordu.

Sene içinde de baba ve oğul gibi, eski ve yeninin, statüko ve geleceğin, maddeselle kavramsalın çatışmasına Uranüs Satürn’ün oluşturacağı gergin açılarla şahit olacağız.

Kova Boğa Vurgusu

Geçen seneden en etkilenenler Oğlak ve Yengeçlerse (yanısıra Terazi ve Koçlar) bu senenin vurgusu öncelikle Kova ve Boğa’da, beraberinde Aslan ve Akrep’te.

Hava elementinde sabit bir burç olan Kova’nın meselesi kardeşlik, yoldaşlık, insanlık duygusuyla hareket etmek, birlikte düşünerek sistemi yenilemek, artık miyadı dolmuş düşünce ve düzen kalıplarını sarsarak yerine yenisini getirmek için başkaldırmaktır. Bunun için tepeden inme her türlü müdahaleye karşı koyabilir. Özgür ve özgün düşünen bireyler olarak kendi kararlarını vermek, bunun için alan tutmak, bağımsız kalmak ihtiyacındadır. Olmadığında isyan edebilir, başkaldırabilir. Herkesin kendi fikrini özgürce ifade edebildiği, farklı düşüncelere açık kalarak tartışabildiği ve birlikte bu farklılıklarla zenginleşebildiği bir modeli destekler, savunur.

Boğa ise toprak elementinde sabit bir burçtur ve maddi güvenlik, istikrar sağlamak, kaynaklara sahip çıkmak, konfor sağlamak ve hayatın bilinen, görünen, elle tutulur, fiziksel yöntemleriyle kendini ifade eder. Kova’yla aynı sabit niteliği taşırlar. Kova herkesin fikrine açıkken kendi fikirleri konusunda sabittir, değiştirmesi zordur. Boğa da bu sabitliği maddi alanda sağlamaya çabalar, ısrarda kalabilir, yolunu değiştirmemekte inat edebilir. İkisinin çatışması fizikselle zihinsel olarak gerçekleşir. Kova fikirleriyle hızlı düşünür ve havalanabilir. Boğa’ysa emin olmadan, güvenliği sağlamadan ayağa kalkmayabilir.

Bu sene Satürn ve Jüpiter Kova’da işte bu eşitlik, kardeşlik ve daha iyi bir toplum ve geleceğin geliştirilmesi, yapılanması, yönetilmesi için çabalarken Uranüs Boğa’da o tutunduğumuz kişisel kaynaklar, güvendiğimiz maddi yapılar, toprak ve doğayla ilişkimiz konularında sarsıcı sürpriz ve uyanışlar getirerek bu bildiğimiz alıştığımız güvenlik kalıplarını bırakmamıza işaret ediyor. Sabitliğe inen şoklayıcı yıldırımlar gibi bu sürprizlere ne kadar açık ve esnek kalabildiğimiz deneyimin olumlu ya da olumsuz tezahürünü belirleyebilir. Direnç kırılmaya sebep olabilir. Halbuki sürpriz şokun getirdiği yerden oluşacak çatlak içine yeni ışık alabilir, yeni bir yaratıma alan açabilir, o çatlaktan dışarı çıkacak sıkışmış bir hava veya nefes aldırabilir.

Satürn Uranüs Karesi

Yeni fikirlerin birlikte, elele düşünerek geliştirilip yapılanmasıyla varolan kaynakların artık farklı bir şekilde ele alınmasının çatışmasını sene içinde üç tarihte deneyimleyeceğiz.

17 Şubat 7 derece Kova-Boğa

14 Haziran 13 derece Kova-Boğa

24 Aralık 11 derece Kova-Boğa

Demek ki 7-13 dereceler arasındaki sabit burçlarda (Kova, Boğa, Aslan, Akrep) kişisel gezegenleri, yükselenleri ya da köşesel açıları olanlar için bu yeni ve eski, kavramlar ve kaynaklar çatışmasının olacağını söyleyebiliriz.

İkizler-Yay Aksında Tutulmalar

Geçen sene Haziran’da İkizler-Yay karşıtlığına geçen tutulmalar bu sene 3 defa bu burçlarda gerçekleşecek, araya bir tane de 2022 temalarının habercisi Boğa’da Ay Tutulması karışacak.

Bu karşıtlığın bize eğitim-öğretim, bilgi-inanç, mantık-anlam gibi karşıtlıklarda yeni başlangıç ve bitiş temaları vereceğini söyleyebiliriz. Geçmişte bırakmamız gereken yön Yay olunca artık bildiğimiz inanç ve anlam kalıplarının işe yaramadığını ve gitmemiz gereken yön olan İkizler ile soru sormayı, yeniden öğrenmeyi, sanki yeniden öğrenci olurmuş gibi düşünmeyi kendimize hatırlatmalıyız.

İkizler demek hayatın her alanında ikiliklere şahit olmak demek. Bu olumlu anlamda farklı bakış açıları niteliğini de taşıyabilir, olumsuz olarak karşılıklı iki farklı kutuplaşmanın yükselişini de getirebilir. Keza hem kollektifte hem de kişisel hayatlarımızda öteki dediğimizin kendi içimizdeki ya da hemen çevremizde, yanıbaşımızdakilerdeki suretini görebildiğimiz ve bunu entegre ettiğimizde gelişim yönüne adım atabileceğimiz bir zaman dilimindeyiz. Anlamdan soru sormaya doğru ivmelenirken cevapları bulmaya çalışmaktan ziyade o sorularla kalmak bakış açısı verebilir. Yeni bir geleceğin inşasında, birlikte düşünüp hareket eder ve eski maddi değer kalıplarını bırakmak için meydan okumalarla karşılaşırken her ne inanç veya geçmişten, ırktan, kökenden olursak olalım diğerine sen ne düşünüyorsun diye sormak, onu dinlemek ve aldığımız cevapla farklı bakış açısı edinmek. Yeni bir gelecek ve birlikte hareket için aynı şeye inanmak zorunda değiliz, ama farklı düşünüp farklı şeylere inanıp birlikte hareket edebilir miyiz, mesele bu.

Tarihlere bakarsak;

26 Mayıs 5 derece Yay’da Ay Tutulması
10 Haziran 19 derece İkizler’de Güneş Tutulması

19 Kasım 27 derece Boğa’da Ay Tutulması (bu tutulmada vurgu kişisel ve ortak kaynaklar, maddi ve manevi güvenlik karşıtlığında olacak)
4 Aralık 12 derece Yay’da Güneş Tutulması

Retrolar

Merkür R

Bu sene Merkür hava burçlarında gerileyecek. Kova’daki Satürn Jüpiter geçişiyle yükselen hava elementi vurgusunu Merkür retro dönemlerinde ekip ruhuyla hareket etmek ve birlikte düşünmek (Kova), merak edip soru sormak ve köprü kurmak (İkizler), diğeriyle ilintilenmek ve ötekini kaale alarak dengeyi sağlamak (Terazi) temaları içinden yeniden değerlendireceğiz. Düşünce, kavram, bilgi eksenli bir geçiş senesinde buraları tekrar taramak iyi bir zihin jimnastiği sağlayacak.

Tarihler;

Kova’da – 30 Ocak – 21 Şubat

İkizler’de – 30 Mayıs – 23 Haziran

Terazi’de – 27 Eylül – 19 Ekim

Venüs R

Venüs ise sene sonunda Oğlak’ta gerilemeye başlayarak değerler, ilişkiler, sevgi ve güzellik anlayışımızı hedef odaklı yapılar içinden yeniden değerlendirmeye sunacak.

19 Aralık 2021 – 29 Ocak 2022

Kapatırken

Hepimizin kendi hayatında bir eski yeni sorgulamasını yapacağı, bunu ait olduğumuz çevre ve topluluk faktörleri içinden deneyimleyeceği bir senedeyiz. Bununla beraber eldeki kaynak ve imkanların bu anlamda tazelenip silkelenmesi, ataletin atılması, hatta belki şiddetle sarsılmasıyla başka bir değer ve kaynak yaratmanın mümkün olabileceği bir doku da var. Tansiyonu içimizde hissederken stresten ziyade yeninin heyecanına yelken açmayı seçerek ihtiyacımız olan taze değişim rüzgarlarını ciğerlerimize çekip doldurmak hepimize iyi gelebilir.

En büyük ihtiyacımız daha çok nefes almak, değil mi?

İşte bunu bulabilmeyi tüm kalbimle diliyorum.

İyi seneler, sevgiler…