Gökkuşağının altın küpü
Bu sembol fiziksel dünyanın gerçekleriyle evrensel ve bireysel hayat arasında bulunan sonsuz mukavelenin güvencesini ve ödüllerini ifade eder. Kişi kendi çabasıyla hayatına hangi maneviyatı taşıdıysa, bunun fiziksel ederiyle kendini ifade edeceği bir hazinenin vaadi her zaman vardır. Anahtar sözcük İNANÇ’tır. Olumlu kullanıldığında kişinin her seçim sonrası yoluna istikrarla devam edebilmesini sağlayan içsel güvencedir. Olumsuz olaraksa beyhude bir beklentiyle tüm fırsatları kaçırmak ve sırf hayal peşinde oradan oraya akılsızca dolanmaktır.
The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones
Yarın, 23 Nisan Perşembe sabah 05.26’da Boğa’da Yeniay fazı gerçekleşiyor. Her Yeniay yeni bir tohum atma, yeni bir başlangıç yapma, önümüzdeki aya dair yeni temaları hayatımıza çekme dinamiği taşır.
19 Nisan gecesi Güneş’in burç değiştirmesiyle başlayan Boğa döneminde yavaşlamaya, doğanın ritmini bulmaya, bizim için önemli olan şeylere sahip çıkmaya başlarız. Koç’un ‘ben’ deme döngüsü sonrası Boğa’nın getirdiği ‘benim’ deme zamanı buna işaret eder.
Toprak elementinde sabit bir burç olan Boğa ile fiziksel dünyanın zevkine varmak, bir boğa gibi oturaklı ve sağlam hareket etmek, maddi manevi olarak hayatımıza istikrar getirmek isteriz.
Boğa’nın doğasına oldukça farklı bir dinamizm getiren Uranüs’le çok sıkı temas halindeki bu Yeniay’da ise bu fiziksel dünyaya sabitlenme, değerlerimize sahip çıkma, devamlılık getirme teması oldukça sürprizli, ani, sıradışı bir vurgu alıyor. Boğa döneminde doğanın çağrısını daha yakından duyarken nasıl farklı, sıradışı, ilerici bir doğaya sahip çıkmak; böyle olmayanları yenileyip şöyle bir silkelemek üzere başlangıç yapacağız?
Fiziksel dünyanın gerçekleri dediğimiz zaman aklımıza para, mal mülk, taşınmazlar, sahip olduğumuz değerler gelsin. Şimdi bunları şoklama enerjisi getiren, ayıran, mesafe koyan Boğa’daki Uranüsle paraya sahip çıkmak nasıl farklı ifade bulabilir? Ya da belki sahip çıkılacak şey para değildir de alternatif nasıl bir değerdir? Teknoloji, buluşlar, bilimde keşifler bu değer-eder sisteminin içinde nasıl bir fark, nasıl bir yeni değer yaratabilir? Biz bunu kendi hayatlarımıza nasıl taşıyabiliriz?
Yeniay’ın yöneticisi Venüs İkizler’de bize bol bol sorgulamayı, farklı bakış açıları edinmeyi, sabit değer sistemlerinde kalmaktansa madalyonun öteki yüzünü merak edip buradan akışkan bir bilgilenmeyle donatılmayı gösteriyor. Kova’daki Mars da Venüs’e ılımlı açısıyla çeşitli görüşleri ve geleceğin bilgisini edinmeyi teşvik ediyor. Balık’taki Neptün ise Venüs’e kare açıyla ortalığı biraz bulandırıyor. Sadece yeni fikir edinmek yeterli değil, onlarla ne yaptığımız önemli. Ama fikirden fikire savrulup bulanıp durup hayallere kapılmak da mümkün. Yeni gelen fikirler, bilgilerle uyuşuyor, kendimizi iletişimle uyuşturuyor muyuz, yoksa yeni ilhamlar alıp yeni köklendirmelere dönük tohumlar mı topluyoruz?
Öte yandan Yeniay’ın yoluna engel olarak çıkan Kova’daki Satürn bu alternatif fiziksel dünyaya dair başlangıç temasını zihinsel, kurgusal ve kavramsal bir boyutta yapılandırmak üzere kısıtlamalar getiriyor. Şu anda içinde bulunduğumuz fiziksel kısıtlamaların yanında zihinsel olarak ne kadar bağlantıda ve zihinsel yapılandırmada olduğumuz gibi. Yapmamız gereken tam da bu. Fizikselle zihinselin hem sıradışı hem de gerçekçi adımlarını atmak, bunun için çaba göstermek.
Yaniay haritasında Koç yükselirken temanın halen bireysel varoluş ekseninde olduğunu, yöneticisi Mars’ın Kova’daki yolculuğuyla da bireysel mücadelenin bile toplumsal boyutta, daha iyi yarınlar ve insanlık için olması gerektiğinin altını çizebiliriz.
Gökte ne varsa yerde de o var denir.
Sabianların da dediği gibi, gökkuşağının altındaki hazineye, altın küpe ulaşmak istiyorsak o inancı içimizde taşıyacağız, ama inancın ötesinde kişisel çabamızı da ortaya koyup artık daha farklı bir şekilde, yeni bir değer ortaya koyacağız. İşte belki de gerçek hazine, altın küpü budur, eder buradan gelir. Gün artık düne ait değil, yarına dair.
Her Yeniay yeni bir tohum atmak için güzel zamandır deriz, ama Ay’ın yüceldiği Boğa’da gerçek anlamda bir tohum ekmek gibisi az gelir. Kendi adıma suda köklendirdiğim limon otunu yarın saksıya ekeceğim. Belki şimdiye kadar yapmadığım bir şey yapar, ekimin ardından otun köklerine doğru bir müzik çalarım. Çünkü o büyüyünce bana içimde duyacağım müzikler çalacak.
Bir Şaman öğretisi der ki,
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz.
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur…
Her şey birbiri için yaşar.
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur.
Eski çağlardan süre gelen bir anlayıştı bu
Bütünlüğü anlatırdı…
Özü iki cümleydi..
“Ben biz olduğumuz zaman ben olurum.”
“Ben, ben olduğum için sen, sensin.
“In Lak’ech Ala K’in”
Dünya Günü’nüz kutlu, Yeniay’ınız çığır açıcı olsun.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.