Bu senenin en önemli gök hareketlerinden biri daha gerçekleşti.

5 Nisan Pazar Jüpiter Plüto ile 24 derece 53 dakikada tam açıyla kavuştu.

12-13 senede bir gerçekleşen bu kavuşumun kollektif etkileri olacağını söyleyebiliriz.

Seneye Satürn-Plüto kavuşumuyla girmiş ve bu senenin temasının ‘hesap verilebilirlik’ olduğunun altını çizmiştik. Hesap verme alanları iş dünyası, liderlik biçimleri, ataerkil yapılar, devletler, kurumlar ve gücünü elinde tutanlara yansıyacak demiştik.

Ciddi bir yıkım, sıfırlanma ve kökten değişme, yani dönüşüm temasının içinden geçtiğimiz bu yılda Jüpiter-Plüto enerjisinin teması da sene başındaki Satürn-Plüto temalarını yeniden tetikleyecek. Bu sefer büyütmek, kaynaklandırmak, yokluktan varetmek üzere.

Mitolojide Plüto ve Jüpiter iki farklı dünyayı temsil ederler. Plüto yeraltı dünyasının tanrısıdır. Hades olarak anılan bu ölüler diyarı ölümle ilişkillidir. Bunu psikolojik açıdan astrolojiye taşıdığımızda metaforik ölümlerin içinden yeniden doğmayı, tırnak içindeki ölümlerin içinden güçlenerek çıkmayı temsil eder. Ve yanında yeraltı kaynaklarını, madenleri, kömürü, petrolü.

Jüpiter ise Olimpos’un tepesinde, gökyüzündedir. O dünyaya tepeden bakar ve tanrılar tanrısıdır. Dolayısıyla her şeyi makro bakıştan, anlam bütünlüğünden, büyüklükten ibarettir. Jüpiter dokunduğu yeri büyütür, genişletir, oraya anlam verir. Ve tabii şişirir de. Büyümek her iki yönde de çalışır.

Bu iki gezegenin birlikteliği, Satürn-Plüto ile gelen hesap verme ve verilemediği yerde yıkılıp yokolma, içinden yeni ve sağlam bir inşaatla çıkıp güçlenme temalarına şöyle bir destek verebilir:

Görünmeyen alanlardaki zenginliğin yükselmesi, gerçek gücün büyümesi, kaynağın sadece materyal alanda değil manevi tarafta, inançlarda ve hayat felsefesinde olduğunun keşfedilmesi ve bunun dönüştürülmesi.

Finans ve ekonominin kökünden sarsıldığı, doğa isyanlarının ve doğal kaynaklarının sınırlılığın gerçek olduğu (Uranüs de Boğa’da çalışıyor), içinden geçtiğimiz pandemi kriziyle yeni bir düzenin gerekeceğinin hakikatiyle güç ve büyüme etrafında tarifleyebileceğimiz bu ikilinin meselesinin ‘para’ ve ‘zenginlik’ ile ilgili gibi görünse de esas temanın ‘büyük bir gücü’ elinde tutmakla ilgili olduğunu ifade edebiliriz. Esas güç derinlerde ve anlamda. Anlamın dönüşümü, güçlenmesi veya kayıpların ardından gelen yükselişin doğurganlığı, zenginliği, kıymeti.

Jüpiter din ve inanç sistemlerini de ifade eder. Plüto’yla biraraya geldiğinde din, inanç ve prensipler üstünden güç uygulamalarından sözedebiliriz Ya da kanun ve hukuk sisteminin bu anlamda derinlere çeken bir baskı olarak kullanılmasını.

Öte yandan kapalı kapılar ardında çalışan Plüto’yu büyütebilecek Jüpiter’in görmediğimiz bilmediğimiz şeylerde fazla iyimserliğe kapılıp hovardalık etmeye sebep olabileceğini de ifade edebiliriz. Hepimizin kendi kaynaklarımıza (bireysel, sosyal, toplumsal ve kollektif olarak) dayanmamız gereken bu dönemde hovardalık yapmak harcadıkça daha çok isteyen yeraltı canavarını besler ancak. Yeraltındaki labirentinde sadece çiğ etle beslenen canavar Minotor gibi.

O zaman nereye bakacak, kaynağı nerede arayacağız?

Nerelerde reform yapmak istiyorsak oraları zenginleştirmeye, oraları dönüştürmeye, o görünmeyen karanlık madenlerden yeryüzüne işlenmiş, arıtılmış, artık başka bir şey haline gelmiş hazineleri çıkarmaya.

Bir önceki kavuşum Aralık 2007’deydi. Fütursuzca dağıtılan banka kredilerinden kriz patlak verdi. Amerika, Avrupa, Japonya borsaları direkt etkilendi, İzlanda ülke olarak iflas etti, emlak piyasaları düşüşe geçti. Yeniden aynı şekilde hareket etme lüksümüz var mı?

Jüpiter işte o lüksü pohpohlayabilir, ama Plüto bizi çirkin, karanlık ya da korktuğumuz gerçekleri görmeye yeraltına çekebilir. Görelim ki har vurup harman savuracak lüks peşinde değil, anlamlı gerçek has ve öz kaynağı çekip çıkaralım, büyütelim.

Jüpiter ve Plüto gerileyeceği için bu sene iki defa daha tam açı yapacaklar. 30 Haziran’da yine 24 derecede ve 12 Kasım’da 22 derecede.

Özellikle Oğlak, Yengeç, Terazi ve Koç burçlarının sonlarında, 22-24 derece aralığında gezegenleri olanların etkileneceğini söyleyebiliriz.

Öte yandan haritamızda direkt bu noktalara vurgu olmasa da içinde yaşadığımız düzene gelen bu miyadını doldurmuşları kaybederken görmezden gelip yeraltına ittiklerimizi çıkarıp kazanma dinamiklerinin hepimize gölgeler içinden müthiş zenginlik kaynakları yaratmalarını dileyelim.