Başak’ta Dolunay – 9 Mart 2020

Bu gece İstanbul saatiyle 20.48’de 19 derece Başak’ta Dolunay fazı gerçekleşiyor.

Her Dolunay bir önceki Yeniay fazında atılan duygusal başlangıç tohumlarının meyve verme, tamamlanma, ne olduğunu açık şekilde gösterme zamanı. İşte bizler de onbeş gün önce kapkaranlık bir gökle Balık’taki Yeniay’la başladığımız bu yolculuğun parıl parıl parlayan dopdolu bir Ay’la yukarıda olgunlaşmasına şahit oluyoruz.

Anlamına gelirsek;

Balık döneminin ve tüm Zodyak yolculuğunun sonuna yaklaştığımız bu aşamada Güneş Neptün ile Balık’ta birleşiyor, karşısında Başak’ta Ay tam halinde yer alıyor. Bu iki arketipin kaos-düzen, hastalık-sağlık, birleştirmek-ayıklamak, gönüllü olmak-hizmet etmek gibi karşıtlıkları ifade ederken birbirini tamamlayıcı iki ayrı ucu temsil ettiğini anlayabiliriz.

Büyük hayallerin, yaratıcılığın, vericiliğin, evrensel teslimiyetin ve beraberinde kaosun, hayalkırıklıklarının, kurbanlık durumlarının içimizde büyüdüğü, kendimizi bu akışa bıraktığımız bu dönemde şimdi sapla samanı ayırmak, elimizde avucumuzdakine bakmak, kaosun içindeki kendi küçük ve işe yarayan mükemmel düzenimizi sağlamak, ‘hasta’ veya ‘uykuda’ olan yerleri ‘sağlıklandırmak’ ‘işlemek’ zamanın temasıyla ilgili fikir verebilir.

Dünyada varolan salgının ne kadar büyük ve çözücü etkisi olduğunun tsunamisine kapılıp kurbanlıkla boğulmaktansa kendi gerçek, günlük hayatımızda fiziksel sağlığımızı sağlamak, mükemmelleştirmek, buna çıraklık etmek için neler yapabilir, hayatımızdan neleri ayıklayıp iyileştirebiliriz (iyi beslenme, temizlik, sağlıklı bir uyku düzeni ve sağlıklı ilişkiler vs), bunlara bakabiliriz. Ama sadece bu değil.

Kendimize ve diğerlerine, çevremize ve topluma fayda sağlamak, verimli hale getirmek için nelere çıraklık etmeli, tıkır tıkır işletip ışıldatmalyız? Bir kurtarıcı beklentisinde kalmaktansa kendi kendimizi yapmamız gerekenin en iyisi için çabalayarak, üreterek, sistemi işleterek kurtarabilir miyiz? Ustalığa giden yol ancak o çıraklık içinde kaldığımızda mümkün. Sağlıklandırmamız, düzenlememiz, iyileştirmemiz ve işletmemiz gereken bu. Kendimize çıraklık etme şeklimiz.

Dolunay haritasının Yükselen’i Terazi bize temanın denge ve eşit ilişkiler etrafında vurgu yaptığını belirtiyor. Yöneticisi Venüs ise Uranüs ile 7. evde kavuşumda. İlişkilerimizde dengeyi sağlamak için artık başka bir değer sistemiyle, farklı bir güzellik ve ilişki anlayışıyla hareket etmeliyiz. Bu kopuş, özgürleştirme, uyandırma enerjisi bunun için. Gerekiyorsa artık bu ataleti kıralım ve ayrılalım, bırakalım bu tutunduğumuz ve güvenli alan bildiğimiz ilişki, maddiyat ve sevgi biçimlerini. Ya da bu ilişki, değer, sevgi tipine nefes aldıralım, ‘yeni bir ilişki doğası’ için yeni bir denge için kullanalım, maddi manevi farklılıklara yer açalım, ufkumuzu açmasına izin verelim. Kaosa kendimizi bırakmalar içinden kendi sağlıklı düzenimizi yaratmanın gelgitinde belki önce kendimizle kurduğumuz ilişkiye, neleri tutup neleri bırakmamız gerektiğine, buradan karşımıza nasıl yansıtacağımıza odaklanabiliriz. Bunları zaten yaşıyoruz, fazla uzağa gitmeye gerek yok. Görmek için önce durup bakmak yeterli.

Üç haftadır gerileyen Merkür yavaş yavaş durağanlaşıyor ve ertesi gün ileri hareketine dönmeye hazırlanıyor. Dolunayın yöneticisi Merkür’ün Kova’daki bu son durağan vurgusu daha iyi bir gelecek için takımdaşlık ve ekip ruhuyla hareket etmek, insancıl olarak düşünmek, algılamak, fikirleri ortaya koymak üzere bu birleşme-ayırma gelgitindeki kavramsal malzemeyi sağlıyor. Ben bu yazıyı yazıyorum, etrafımdakilere bu perspektiften anlatıyorum. Sizler kendi çevrenizde bu takım ruhununu nasıl iletişime taşıyorsunuz? Gerisin geri gittik, düşündük düşünemedik, yalpaladık tökezledik, belki iletişemedik, artık önümüze bakma zamanı. Geriye çeken meselelerden neleri artık eğri oturup doğru ifade edeceğiz? Artık konuşma zamanı.

Evet, bu sene hala yapılacak, başarılacak, üstesinden gelincek bir dolu malzememiz var. Oğlak’taki Satürn, Plüto, Jüpiter, Mars ile bundan kaçış yok. Çalışıyoruz, çabalıyoruz ve bir yandan büyüyüp gelişiyoruz da. Belki bunun adı konuyor, başarılarımız görülüyor, taçlanıyor. Bu dış dünyaya odaklı çalışma vurgusu Dolunay aksına olumlu açı yapıyor. Sağlıklı bir düzen için bu çalışma şart, sorumluluk almak elzem, mücadeleye devam etmek geçerli. Ne için? Daha iyi bir temel, daha sağlam iç ve dış inşaatlar, daha sağlıklı işleme biçimleri için. Çıraklıktan ustalığa giden yolda çalışmak lazım.

Ve fakat dikkat.

Oğlak’taki Güney Ay Düğümü bizi otomatik yapışlara, katılıklara, kurallara, bükülmezliklere çekmeye devam ediyor. Halbuki bu ‘yapışlar’ devam ederken olumlama yönü neydi? Şefkat, yumuşaklık, kapsayıcılık, yuva ve aile hissi veren bir tavır – Kuzey Ay Düğümü Yengeç’te. Kötücül bir baba olmayı bırakıp iyicil anne tavrını benimsemek.

Sabianlar ne demiş bakalım.

Bir otomobil konvoyu

Bu sembol insanın modern hayatın etkilerini çeşitlendiren dehasını yansıtır ve aydınlanmış bir bireyi ilgilendirecek beklentilerini yükseltir. Medeni bir toplumda deneyim hareket halindedir çünkü herkes kendi vizyonunu gerçekleştirmek ve geliştirdiği yeteneklerin ödüllerini toplamak üzere teşvik edilmiştir. Benlik cesurca dünyaya atılır ve sonucunda kapısına bir evreni getirdiğini farkeder. Anahtar sözcük ÇEŞİTLİLİK’tir. Olumlu kullanıldığında büyük bir vaadi gerçekleştirmek ve insan hayatının her aşamasında daha da büyüyen parçalar üretmek için gösterilen istisnai yeterliliktir. Olumsuz olaraksa basiretsizlik ve huzursuzluktur.

The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones

Başak’taki Dolunayla koskoca bir seneyi kapatır 20 Mart’taki ilkbahar ekinoksuna hazırlanırken iç ve dış sağlıklandırmalarımızın, ayıklamalarımızın, bırakışlarımızın ve tazelenmelerimizin hayat yolculuğunda bizi kişisel çıraklıktan ustalığa taşımasını diliyorum.

Sağlıkla.

BasakDolunay