23 Şubat 2020 Pazar akşamı 18.31’de Balık’ta Yeniay fazı gerçekleşiyor.
Her Yeniay yeni bir duygusal tohum atma dönemiyken Zodyak’ın bu son arketipindeki tohumun temsiliyeti bir teslimiyet, kabulleniş, bırakma enerjisine dair.
Geçen sene ilkbahar ekinoksuyla başlayan senelik yolculuğun şimdi son ayındayız. O zaman başlattığımız saf, dürtüsel, kendimize dair başlangıçların şimdi en olgun, aşkın, tüme varan, bütüne ait dönemindeyiz. Dolayısıyla bu bir kapanışın başlangıcı.
Önümüzdeki ay hayatımızda duygusal olarak nelerin kabullenişini kendimize ve diğerine teslim edecek, nelerden vazgeçmek üzere tuttuklarımızı bırakacak, nelerin olduğu haliyle, belki olmama haliyle bütünün hayrına olduğunu parçası olduğumuz evrene atfedeceğiz?
İstanbul’a göre konumlanmış Yeniay haritasında Yükselen Başak’ta olup Yeniay’ın tam buna karşıt konumda yerleştiğini görerek bunun bir sonraki başlangıç döngüsü (21 Mart ekinoksu) öncesi bir son iyileştirme-kabul etme, ayıklama-bırakma, maddi-manevi hizmet eksenine vurgu yaptığını söyleyebiliriz. Başak gibi bir ortaya koyuşla düzeltmek, iyileştirmek, ayıklamak istiyoruz belki, ama ne mümkün. Yöneticisi Merkür hem Balık’ta hem retro. O zaman mottomuz ne? Bırak dağınık kalsın.
Düzenden sorumlu Başak’la kaostan sorumlu Balık karşıtlığında ilişkisel gerginliği hissedebiliriz. Balık’ın karşıtı Başak’ın gölge tarafları olan aşırı titiz, beğenmeyen, sürekli diğerini düzelten hallere çekilebiliriz. Düzeltmelere çok sarabiliriz. Halbuki düzeni kaosa teslim olarak bulacağız, onun içinden çıkan bizi besleyecek. Özellikle diğerleriyle olan ilişkilerimizdeki kabullenişlerimiz, vazgeçişlerimiz, bırakışlarımız alanında bu vurgulanabilir.
Merkür Balık’ta gerilemeye devam ederken bu Yeniay’a geriye çeken duygusal meselelerin ifadesiyle ilgili dokunuşunu yapıyor. Kimimizin rüyaları canlanıp bilinçle günlük hayatta göremediğimiz mesajları bu kanalla algılayabiliriz, kimimiz seyrettiğimiz bir film, dinlediğimiz bir müzik, okuduğumuz bir şiir veya üstüne meditasyon yaptığımız bir kavramla ilgili kendimiz ve diğerine teslim etmemiz gereken sözcükleri duyabiliriz.
Oğlak’taki Mars ve Boğa’daki Uranüs arasında bir kıskaçta kalan bu Yeniay hedeflediklerimizin çabasıyla bizi atıl kılan değerler, maddiyat ve tutunduklarımızın sarsılmasına dair kendi içimizdeki manevi teslimiyetin esas mücadele ve özgürleştirme ifadesi olduğunu söylüyor sanki. Bu toprak elementi yoğun gökyüzünde kuru ve katı dokuları yumuşatan su elementindeki Balık Yeniayı’nın içimizi dışımızı yıkayarak beslemesi, yumuşatması; şefkat anlayış ve birlik ekseninden bir dil ve varoluş geliştirmemiz için önümüze bir fırsat sunması gibi bakabilirsek gerçekten bırakmamız gereken maddi manevi tarafla esas kazanım ve uyanışı anlayabileceğimizi ifade edebiliriz.
Oğlak’taki Mars Koç’taki Chiron’a yaptığı gerilimli açıyla geçmişin öfke ve yaralarını yeniden gündeme getirebilir. Hakkımız olan varoluşu kendimize katamadığımız zamanların şimdi ulaşmak istediğimiz hedefin mücadelesiyle birbirini sertleştirmesi; gözü kara bir şekilde atılmanın, ısırmanın, ısırılmanın riski söz konusu olabilir. O zaman da içimize dönüp bakalım. Ne için? Oldurmaya çalıştığımız diğerinin de bizim çektiğimiz acıyı çekip yaralanması mı yoksa bu hasasiyetin farkındalığı ve kabullenişiyle şimdinin gerçeğini şifalandırma çabası mı?
Oğlak’taki Mars ve Güney Ay Düğümü kavuşumu geriye çeken görev kalıplarına dair mücadeleyi vurgularken Yengeç’teki Kuzey Ay Düğümü yine ve yine şefkat, besleyicilik, kollayıcılık tavrında kapsayıcı, dişi bir yaklaşımın ilişkilerimizin karmasını olumlayacağını ifade ediyor. Evet, halen (sene sonuna dek) yapılacaklarımız, başarılacaklarımız, dönüştürüleceklerimiz, hedefimizle büyüteceklerimiz var, Oğlak’taki vurguyu yok sayamayız. Öte yandan bu yapılacaklarımızın eşliğinde esneklik, yumuşaklık, değişkenlik ekseniyle bize duygusal (ve fiziksel, zihinsel) elastikiyet katacak kabullenişin, teslimiyetin, vermenin gücüne sahip çıkabilir miyiz?
Sabianlar bu dereceyle ilgili ne demişler bakalım:
Bir kilise pazarı
Bu sembol, topluluklar içindeki hayata dair içgüdüsel sadakati ifade eder ve insanın diğerleriyle kalıcı işbirlikleri oluşturmasından elde ettiği faydayı vurgular. Burada samimi bir kişiliğin, bunun getirdiği başarıların ve her bir kişinin ortaya koyduğu çabanın kullanılmasıyla günü gününe yaşanan ortaklık ifade edilir. Kişi, insanlığın ilerlemesine olan katkısını diğer insanlarla kurduğu canlandırıcı ilişkileriyle sağlar. Anahtar sözcük FAYDA’dır. Olumlu kullanıldığında hayırseverlikle ilgili bir deha ve insanların iyiliği için toplumun gerçek endişelerini gidermeye dönük bir örgütlenmedir. Olumsuz olaraksa sosyal ayrıcalık ve kendini beğenmiş bir tatmindir.
The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones
Balık’taki Yeniay hangi yaşam alanımızı tetikliyorsa tetiklesin, önce kendi birliğimiz ve kabullenişimizi getirmesini diliyorum. Kendimizden vazgeçmeyelim.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.