Sarhoş olmuş tavuklar
Bu sembol, ruhunun doğasına aykırı yerlerden destek arayan insanın hissettiği kaçınılmaz stresi ifade eder. Sanki manevi sonuçlar almak için fiziksel şeylere duyulan bağımlılık sembolize edilmektedir. Kişinin temel mizacının sınırları vardır ve bunları sadece yetersizliklerinin altını çizmek için değil, yeri geldiğinde faydalı hale getirmek için kullanmayı öğrenmelidir. Bu sınırlar olası potansiyelleri elemek yerine, başarı için sebep oluştururlar. Anahtar sözcük VURGULAMA’dır. Olumlu kullanıldığında kişinin kendini gereken her durumda yaratıcı bir şekilde harekete geçirebilmesidir. Olumsuz olaraksa dış etkenlere gereksiz bağımlılıktır.
The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones
9 Şubat 2020 sabah 10.33’te 20 derece Aslan’da Dolunay fazı gerçekleşiyor. Kova döneminde olduğumuz şu dönemde olaylara objektif ve rasyonel bir şekilde bakmak, takımdaşlık ruhuyla hareket etmek, çevre ve insanlığın yararına dönük fikir alışverişlerinde bulunma temaları söz konusuyken Aslan’daki Dolunay’la duygusal olarak merkezde olma, görülme ve takdir edilme ihtiyacımızın vurgulandığını, bu biz (topluluk) ve ben (kişisel merkez) karşıtlığının içsel gerginliğini hissedebiliriz.
Sahne almak, kişisel oyunumuzu oynamak, kalpten ve yaratıcı bir şekilde sevgi ve aşkı kendimize çekmek bize iyi ve güvende hissettirebilir. Bunu bulamadığımız gruplar, arkadaşlıklar, topluluklar, ilişkiler, platformlar içinde de bir yol ayrımına geldiğimizi hissedebiliriz. Hangi oluşumun merkezindeyiz? Önce kendimizin. Kendimizi merkezimizde hissettiğimiz, takdir edildiğimiz, görüldüğümüz, alkışlandığımız topluluklar içinde miyiz, yoksa grup fikrinin sıcak kalbimize üstün geldiği soğuk ve kopuk bir kollektiflikte mi?
Yay’ın son derecelerine ilerleyen Mars merkezde olma ihtiyacımızı körükleyebilir. Bir anlam peşinde mücadele vermek istiyorsak ihtiyacımız olan yakıt hazır, elimizin altında. Kükredik ve istedik. Ve fakat dikkat! Bu kadar ateş, kükreme ve yükselme amacından sapıp köprüleri yıkabilir, bizi gereksiz kibirlere gark edebilir, her şeyi bildiğimiz (ve sadece bizim bildiğimiz) üstten bakmalara sürükleyebilir.
Henüz Koç’a girmiş olan Venüs de bu ateşli ilişkiselliğe kendine dönük, insiyatif alan ve sabırsız mizacıyla eşlikçi. Yani kendimiz için her ne istememiz, merkezlenmemiz, içsel güvenliğimiz ve kişisel değerimiz için başlatmamız gerekiyorsa yakıt bol, hazır. Halbuki biraz ya sabır.
Bu kadar ateş elementiyle sabırsızlık, drama ve hemen şimdi motivasyonu uzun soluklu ilişkilerden koparabilir, gerçekçi merkezlenmeler yaratmayabilir.
Dolunay’a sağlık açısı dediğimiz bir temasla değen Oğlak’taki Plüto işte bu ‘görülmek, sevilmek, alkışlanmak istiyorum ve şimdi hemen istiyorum’ aceleciliğine hem psikolojik hem de statü babında bir güç ve baskı unsuru getirebilir. Bu aceleciliğe karşı hedefe dönük neyi dönüştürmek ve sabretmek gerekiyor, bu sabır ve sebatı bulacağımız güç için hangi gerçek ‘ateş’ ve ‘yakıt’ı kullanmamız bizi olumluyor?
Sabianların dediği gibi, tavuklar boşuna sarhoş olmadı. Ateş (dış etkenler) onlara bir nevi sarhoşluk bahşetti ve ona bağımlı hale geldiler. Ateşi sadece dışarıdan değil (alkışlar, görülmek, onaylanmak), kendi içimizden kendimize katmak mümkün mü? Kendimizi görerek, kendimizi onaylayarak, kendimizi takdir edip alkışlayarak?
Kendi içimizde kendimize sevgi aşk takdir yoksa diğerinden bize olana bağımlı olmanın tuzağına düşmek kolay. Sanki buna düşmeyelim diye Koç’taki Venüs ve Chiron kavuşumu varolma hakkımızın elimizden alındığı geçmiş yaralarımız ve gömülü öfkelerimizi bırakıp ilişkilerimiz içinden şifalanmamızı, hem diğerini onarıcı hem de bu ilişkisellikten kendimizi şifalandıracağımız kendimize has ilişkiler başlatmamızın yolunu açıyor.
Aslan’daki Dolunay’la şu dönemde ihtiyaç duyduğumuz ateş ve hayat kaynağını bulmamızı, onu verimli, somut bir şekilde kullanabilmemizi diliyorum.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.