Yengeç’te Dolunay ve Ay Tutulması – 10 Ocak 2020

Senenin ilk ve en önemli gökyüzü olaylarından birine şahit oluyoruz.

10 Ocak Cuma gecesi saat 22.21’de 20 derece Yengeç’te Dolunay ve Ay Tutulması gerçekleşiyor. Önemli çünkü karşısında Oğlak’ta yığılmış dizi dizi gezegenler Plüto, Satürn, Güneş, Merkür, Ceres, Güney Ay Düğümü ve Jüpiter bulunuyor. Yetmez, Pazar günü ortalama 35 yılda bir kavuşan Satürn ve Plüto tam açıya geliyor. Bütün bunlar ne demek?

Çok ciddi bir kırılma dönemi, bir yol ayrımı, bir farkındalık zamanındayız. Artık yaptıklarımız yapacaklarımızın referansı olmaktan çıktı. Köklü bir seçim zamanının, dönüştürücü karar aşamasının baskısını hissediyoruz. Belki bazılarımız daha çok, ama bu hepimiz için geçerli çünkü bireysel dışında, kollektifte de çok mesele dönüyor. Yönetim şekilleri, otorite figürleri, iş yapma biçimleri, bildiğimiz kurallar, devletler, kurumlar, dış dünya ve baba arketipini atfettiğimiz kişi ve alanlar krizli değişim temalarını vurguluyorlar. Tüm bunların karşısında ayırdına varmamız gereken şey gerçek ihtiyaçların farkındalığı, bunlara teslim olarak bir yol çizmek ve besleyici, kapsayıcı bir tavırla, anne şefkatiyle meselelere yaklaşmak.

En son 26 Aralık Güneş Tutulması’nda nasıl bir gerçek hedef belirledik, nasıl bir büyüme için somut adım attık, önce bunu düşünelim. Ama sadece bu değil. Geçtiğimiz 1,5 sene içinde, 2018’den beri her ne içsel ve dışsal inşaatlara girdik, her ne yıkımlara şahit olduk, her ne yeniden yapılanmalara adım attıysak şimdi bunun ihtiyaçlarımızın karşılığı olup olmadığını görüyor muyuz, bir babanın, liderin, otoritenin görev bilincinin karşısında bir annenin, ailenin, yuvanın şefkatini, besleyiciliğini kendimize ve çevremize gösterebiliyor muyuz, sınırlandırıcı kuralcılıktan birleştirici kucaklayıcılığa geçebiliyor muyuz, bu soruların cevaplarına bakabiliriz.

Doğa ana ağlıyor. Kimi yerde yangınlarla bas bas bağırarak, kimi yerde yükselen sularla gözyaşlarıyla boğarak. Kendi ihtiyaçlarımıza olduğu gibi doğaya, çevremize, onların ihtiyaçlarına eğiliyor muyuz? Para pul, iş dünyası, otorite ve liderlik atfettiğimiz yerlerde düzenin işlemediğini, yenisi için sorumluluk almamız gerektiğini, o sorumluluğun içinden yeni bir düzeni taşıyıp büyütebileceğimizi, kendimizin de bu şekilde olgunlaşıp beslenebileceğimizi görüyor muyuz?

Belki bunları konuşmak kolay değil, belki sözcüklerimiz yetersiz, korkularımız çok yüksek, baskı büyük, yaptırım kaçınılmaz. Bir kapının kapanışıysa bir diğerinin açılışı. Ama önce o kapı kapanmalı. Mesele bu.

Yengeç’teki Dolunay ve Ay Tutulması önümüzdeki 6 aya etkisi yayılacak şekilde kendimize görev edindiğimiz edinmediğimiz, iyi baktığımız bakmadığımız yerleri aynalıyor. Öte yandan tutulmanın içindeki Jüpiter bize inançlarımızın ve vizyonumuzun bu sene artık yerleşik hale gelmesini, bir temele dayanmasını ve hedef odaklı büyümeyi gerektirdiğini ifade ediyor. Sadece inanmak, dua etmek, deneyimlemek yeterli değil. Somut sonuçlar getirmeliyiz. Somut hedefler koymalıyız. Somut hedefler için adım atmalıyız. O zaman ihtiyacımız olan bakımı, beslenmeyi kendimize ve diğerine verebiliriz. Sorumluluklarımızın dönüşerek bizi beslemesi, büyütmesi ancak böyle mümkün olabilir. Mantıklı, pratik, zorlu adımlar atmamız yolu açabilir.

Biz istesek de istemesek de kollektifte bu enerjiler kendilerini ifade ediyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? Belki uyuyoruz ve birden bu sarsıntıyla ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Ya da belki bu bilinçle meseleleri tartıyor, hissediyor ve dahil olarak kendi gerçeklerimizle ihtiyaçlarımız için (‘kendi’nin içinde dünya ve çevre de var) hareket ediyoruz.

Neptün’ün Dolunay’a desteği birlik, beraberlik duygusunun şefkat ve merhamet ekseninde mümkün olduğunu gösteriyor. Önümüze, ayağımıza zahmetsizce gelenleri gözardı etmek yerine bize ne diyorlar bakmak, katı inşaat, otorite ve bırakmazlığımızı yumuşatmak, içine can katmak, bu şekilde gerçek kılmak gerçek bir ‘baba’ ve ‘anne’ gibi hareket etmenin bütünleştiriciliğini sağlayabilir.

Sabianlar bu Dolunay derecesiyle ilgili ne demişler bakalım.

Bir prima donna şarkı söylüyor.

Bu bireysel fırsatların kaçınılmaz yükselişidir ve ruhun kendini halihazırda ve süreklilik içinde yeniden keşfetmesini her ne sağlıyorsa bu yeteneğe sağlanan kalıcı katkıdır. İnsani değerlerin popülerleşmesi sıradan insan için yaratıcı bir teşvik sağlarken kendini anın içinde kaybetmesine ve kendi için henüz temellendiremeyeceği bir diğerkamlıkta yaşamasına sebep olur. Kişisel devamlılık için keskin mükemmellik gerekir. Anahtar sözcük UZMANLIK’tır. Olumlu kullanıldığında kendi derin ve hakiki potansiyeline tam hakimiyet içinden taşan zenginliktir. Olumsuz olaraksa sahte bir kişisel onay ve uygunsuz bir gösteriştir.

Tha Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones

Yolumuz açık, içimiz zengin, dışımız sağlam olsun. Uzun bir yolun, yılların yolların sonu.