Martılar bir gemiyi seyrediyorlar.
Bu sembol toplumun ayrıcalıkları ve ödüllerinin ruhun ihtiyacı olan talep doğrultusunda paylaşılmasını ve bireyin sürekli bir dikkat içinde hizmet ettiği kişisel çıkarlarını gerçekleştirmesini ifade eder. Burada durmadan devam eden ve bütünsel olan bir alış-veriş vardır ve bu, hayatın her aşamasındaki tasarrufu ilgilendirir. Yani birisi için faydasını ve anlamını yitiren bir şey bir diğer kişi için anında yüksek bir potansiyele sahip olabilir. Dahası, bir kişinin kendine ait kılmayı başaramadığı bir şey tam zamanında başka birisinin kurtarıcısı olabilir. Anahtar sözcük UYANIKLIK/TETİKTE OLMAK’tır. Olumlu kullanıldığında eldeki her fırsatı farketmeye yardımcı olacak bir hediyedir. Olumsuz kullanıldığındaysa amaçsız beklentiler silsilesidir.
The Sabian Symbols in Astrology, Dr. Marc Edmund Jones
7 Aralık 2018 Cuma sabahı 10.20 civarı Yay’da Yeniay fazı gerçekleşiyor. Okun nereye değil, ne kadar uzağa gittiğiyle ilgilenen Yay arketipindeki bu yeni duygusal başlangıç teması bize vizyonumuzla ilgili, ufkumuzu açacak, ruhumuzu aşırtacak bir fırsat sunuyor. Hayatımızın bu noktasında vizyonumuzu nelerle, nasıl bütüyoruz? Nelerin bizi bulunduğumuz noktadan daha ulvi ve yüksek bir bilince ulaştıracağına inanıyoruz?
Yönettiği burç olan Yay’da Kasım başından beri ilerleyen Jüpiter de bu Yeniay fazına eşlik ederek o bütünsel bakış açısını, bizi sıçratacak destekleyici fırsatları ayağımıza getiriyor. Öte yandan Yeniay gezegenlerine kare yapan Balık’taki Mars ve Neptün bu vizyonu bulandırma riski taşıyor.
Vizyonumuzu çok yükseklere mi koyuyoruz? Öyle ki büyük bir sınırsızlık içinde, ne için mücadele ettiğimizin bilincinden çıkıp olmayacak bir hayal peşinde mi koşuyoruz? Kendimizi kaybettiğimiz ve amacından sapmış aşkın hayallerin dalgalı denizinde boğuluyor gibi mi hissediyoruz, yoksa ulvi bir mücadele içinde bir şeyler olmazken başka taraftan gelen akışla içimizden bir yaratıcılık pınarı mı çıkarıyoruz?
Bütün bu aşkınlık, kollektiflik, sınırsızlık, akışkanlık içinde, Yeniay’la teması olmasa da, tekbaşına, dimdik ve çatılı bir şekilde gökte yerini koruyan ve yine kendi yönettiği arketipte sapasağlam duran Oğlak’taki Satürn bütün bu dalgalı, özgürlükçü okyanusta bir deniz feneri gibi, uzaktaki güvenilir bir kaide gibi arka planda kendini belli ediyor. Dikkatli olmak, ihtiyatlı davranmak, riskler alırken, ideallerimiz için koşmak isterken sınırlarımızın ve yapabileceklerimizin farkındalığını sanki bize hatırlatıyor.
Hayallerimiz, vizyonumuz solmasın, ölmesin. Ama bedenimiz, ruhumuz ve zihnimiz de olmayan bir şeyin başka bir şeyi ‘gerçekleştirebileceği kaidesini’ de bilsin.
Yeniayın hepimize ihtiyacımız olan vizyon, iyimserlik ve kendimizi aşma potansiyelini getirmesi dileğiyle…