Koç dönemindeki Terazi dolunayları bizi eylemden düşünceye, hatta düşünceliliğe çağırır, düşünmeyi hatırlatır. Ben diyerek yola çıktığımız yerden vardığımız sen kişisindeki bizliğimizi, dengemizi, eşitliğimizi, birbirimizin yansımasındaki benlerimizi bulmayı.

21 Mart’taki ekinoksla ve Mart ayının değişen, hızlanan, başdöndüren temposuyla ilişkilerimize objektif bir şekilde bakma, karşımızdakini kaale alarak ortayolu bulma noktasındayız. Varlığımızı hakkımızca ifade ederken ikili ilişkilerimizde diğerinin varlığını da hakkıyla kaale alıyor muyuz? Ortaklık ve her türlü evliliğimizde eşitliği sağlıyor muyuz? İki kişilik tangoda diplomasiyi kullanıyor muyuz? Bu dolunayın ışık tuttuğu tamamlanma fazı işte bu.

Ay’ın karşısındaki Güneş Chiron’la beraber hem kişisel hem ilişkilerimize yansıyan geçmiş öfke ve yaraları gündemde tutabilir. İhtiyacımız bu yaraların içinden edindiğimiz eşsiz tecrübeleri hem kendimize hem de diğeriyle ilişkimize bir sağaltıcı olarak kullanmak olabilir. Yoksa yara ve öfkelere tutunmak dersek o denge ve eşitliği bir güzel bozup kantarın topuzunu kaçırabiliriz. Dolunay ışığını yara ve öfkeye değil, ilişkideki zarafete, barışçıl tavra, güzel zihne yansıtır. O zaman yaralar yara, öfkeler öfke olmaktan çıkar, içinden ışık sızan kaynaştırıcılar olurlar. Jüpiter de yardımını, bereketini esirgemeyebilir.

Terazi’deki dolunayın da haritanın yükseleni Boğa’nın da yöneticisi Venüs Boğa’da rahatça yerleşmişken güzelliklere, kişisel değerlere, benim dediklerimize sahip çıkmayı gösterir. Sahip çıkalım ki değerini bilelim, keyif alalım, parlayalım. Belki bu değerler yanında beklenmedik sürprizleri, öngürülmeyenleri de beraberinde getirir, denge birden şaşırabilir. Uranüs kendini hissettirebilir. Çünkü denge dediğin bozulur, bozulur ki o eşitlik, denklik yeniden ayarlansın, sağlansın, sağlıklandırılsın. Ya da biraz çabayla kendine bahşedilenleri, ayağına gelenleri kabul etmek sahip çıkacağımız değerleri, güzellikleri, ilişkileri manevi olarak da yükseltebilir, bizi hepsinin içine bir damla gibi katabilir. Neptün’ün aşkın sesi.

İlişkilerimizde krizlere kapılmayı bırakıp bilinen, sağlam yöntemlerle kendi değerimize sahip çıkmak, bu değeri elle tutulur kılmak, geleceğin dönüşümü, toplumun gücü işte burada yatar. Benden başlar, bize gider, hepimizle parlar. Ay Düğümleri’nden Plüton’a selam.

Sabianlar Koç’taki eylem dönemine Terazi’deki güzel düşünme vurgusuyla nasıl ışık tutar?

16 derece Terazi’nin sembolü ‘Emekli bir kaptanı limana girip çıkan gemileri seyrederken’ resmeder.

Bu sembol fırtınalı, öngörülemeyen, duygusal olarak çalkantılı bir hayatı geride bırakıp sessiz ve sakince anılar üstüne düşünmeyi ifade eder. Şimdi geri çekilme zamanıdır. Kaptansa o sulara dönme arzusunu ve dönmemenin acısını içinde taşır. Halbuki hayatın getirdiklerine karşı objektif ve huzurlu bir anlayış geliştirmek söz konusudur. Ne zaman dinlenmek ne zaman yeniden harekete geçip çalışmak gerektiğini bilmekte fayda vardır. Sadece oturup beklemek ve izlemek dünyayı ayağınıza getirmeyebilir.

Kendimiz için istediklerimiz, arzu duyduklarımız (ve sadece bu harekette ve yolda olmamız) karşısında ilişkilerimize, yaşamımıza, tecrübelerimize şöyle bir mesafeden, serinkanlılıkla, olgunlukla bakmak için bir fırsat olabilir mi?

Hayatımızın neresinde, hangi ilişkilerinde bir emekli gibi geri çekilmeye, demlemeye, dengeyi bulmaya ihtiyacımız varsa ilişkilerimizin doğasındaki çalkantılar, heyecanlar, dalgalı sular şimdi zarafet, erdem, dinginlik çerçevesinde eşitliği bulabilir.

Sonra yine yollar gelir, denizler yükselir, yelken basılır, hayata karışılır.

#terazidedolunay #dolunayterazide #terazi #dolunay #fullmooninlibra #librafullmoon #fullmoon #libra #astroloji #astrology #uranes #uranesgözlemevi