Yapacak çok işimiz var. Hem bireysel olarak, tekbaşımıza; hem hep beraber, elele.

Kendimizi kışı geçirmeden baharın kapısında bulmuş olabiliriz. İklim bildiğimiz iklim değil. Kışlar bahar, baharlar kış gibi. Zaman bildiğimiz zaman değil. 2020-2021 senelerindeki çoklu gökyüzü dinamikleri ve pandemiyle sanki aylar mevsimler birbirine yapıştı, yıllar birleşti, bir zamanda yutuldu. Burası hangi zaman?

Yaşadığımız dönemin ağırlığı, getirdiği yıkımların acısı ve yorgunluğu taze. İçimiz sanki hala kış, baharın kapısı bir soğuk. 6 Şubat’tan beri hayatımız, hissiyatımız, amaçlarımız, beklentilerimiz dünkü gibi değil. Varolan çatlaklar, derinleşen yarıklar yeraltını yeryüzüne çıkardı, görünmeyen hiçbir şey kalmadı. Her şeyin görünür olduğu yer gündüz gibi aydınlık. Geceyle gündüzün eşitliği gibi karanlıkla aydınlığın dengesi için zaman şimdi olabilir mi?

İşte şimdi buradayız. O uzun kışın sonunda, yeni baharın başında.

İlkbahar Ekinoksu ve Yeni Astroloji Yılı

20 Mart Pazartesi’yi 21 Mart Salı’ya bağlayan geceyarısı saat 00.24’te Güneş’in Koç’a geçmesi ilkbaharın bu seneki ilk adımı. İşte resmen ilkbahar, mevsimsel zodyak için yeni astroloji yılı.

Kutlu olsun demek güç, yasını tuttuklarımız, kaybını anlayamadıklarımızın yanında. Boynumuzun borcu ise yaşamı gidenlerin hatrına devam ettirmek. Daha iyisi için, yenileyecek başka bir tazesi için yeniden doğuma cesaret etmek. Her yıkımın arkası bir yeniden yükseliş.

Evet, yapacak çok işimiz var. Hem bireysel olarak hem hep birlikte. Bunun çok taze ve henüz ham kıpırtısı, hareketi içimizde, etrafımızda, gündemimizde. İşte bunun için fedakarlığa değer. Bireyliğimizden cesaretimiz, cesaretimizden sesimiz, sesimizden hareketimiz, hareketimizden birlik ve kuvvetimiz doğabilir.

Ekinoks Haritası

Her şey aynı yere yığılmış da toplanmış; herkes aynı evde, aynı sofrada olmak istemiş gibi.

İstanbul’a göre çıkarılan haritada mevsim belirleyicisi, varlık göstergesi Güneş Koç’ta 4. evde. İşte o ki tekbaşına yola çıkışın, taze başlangıcın işaretçisi. Öncü savaşçı, ilklerin temsilcisi. Ama Güneş tekbaşına değil. Bir yanında Ay ve Neptün Balık’ta, diğer yanında Merkür, Chiron ve Jüpiter Koç’ta hepsi beraber tam altı gezegen 4. evde toplaşmışlar. Herkes evimizde toplanmış, ailemizi hatırlatmış, geçmişimize baktırmış, köklerimiz ve atalarımıza işaret etmiş sanki. Çünkü 4. evdeki bu vurgu evimiz, ailemiz, yuvamız, yurdumuz, köklerimiz, geçmişimiz, vatan toprağımız, iç meselelerimiz, bizi biz yapan temel yapıtaşlarımızın gündemimizde olduğunun göstergesi. Ve burada yapacak, ele alacak, konuşacak, inanacak, hizmet edecek, fedakarlıkla birleşecek, yaraları saracak ve hakkımız olan varoluşu hepimiz için taptaze bir şekilde yaratacak işlerimiz olduğunun belirleyicisi. Yola çıkacaksak buradan çıkacağız, yaratacaksak buradan yaratacağız. Evimizden, kökümüzden, geçmişimizden, içimizden.

Mesaj gün gibi açık değil mi? Hepimiz bu ara evlerimizin depreme dayanıklılığını kontrol ettirmiyor muyuz? Ailemizi yanımızda, güvende istemiyor muyuz? Ülkemizin geleceğini konuşup düşünmüyor muyuz? Yeni bir yola çıkış, yaşam şekli, cesaret, atılım aramıyor muyuz?

Önümüzdeki altı aya ekinoks haritasından baktığımızda işte bunları görüyoruz. Odağımız evde, ailede, köklerde, geçmişimizde, yuva bildiğimiz topraklarda. Dünya astrolojisine göre ise ağırlıklı vurgu vatanda, memlekette. Sanki tüm gözler bu alanda toplanmış bu ‘altı gezegen’de. Yapacak çok iş var, yapacak çok iş var. Konuşmak elzem, farklı bakış açıları gerekli, sorgulamak şart. Koç’un yöneticisi Mars hala İkizler’de.

Haritanın yükseleni Yay bize sonbahara dek dönem temasının inançlarımız ekseninde, akademik çevreler ve yüksek eğitim kurumları (üniversiteler, profesörler, hocalar), yabancılarla ilişkilerimiz çerçevesinde şekilleneceğini gösteriyor. Bir önceki yazımızda ne demiştik? Birlik sınavları ve neye inandığımızı sorgulama zamanı. Satürn 3. evde bize bunu hatırlatıyor. Yeni bir dil ve iletişimin sorumluluğunu almak, bunu birlik duygusu içinden yaratmak. Yapmamanın sonucu korkuyla gelen konuşmamak, birliğin yolunu bulamamak. Burç dışı olsa da Satürn Mars’la oyun kurucu bir iletişimde. Mücadelenin sorumluluğunu almak, görevler için yola çıkmak devrede.

Ay Balık’ta ve Neptün’e yaklaşıyor. Bu hem haleti ruhiyemiz hem de halk olarak durumumuzun sembolü. Duygusal olarak oldukça hassas, empatik, vericiyiz. Bir yandan da etki altında kalmaya, başkalarının duygu durumlarıyla çalkalanmaya müsaitiz. Mars’la sert temas yön duygumuzla ilgili yanılsamaların fiştekleyicisi. Kurtarılmayı beklemekle kurtarma ihtiyacı duymanın arasında savrulabiliriz. Aşkın özlemlerle doluyuz, ideallerimizle büyülenebilir, yanılsamalara kapılabiliriz. Kaotik hisler içinde gidip gelebilir, bir o yana bir bu yana çekilebiliriz. Olumlamanın yolunu birliği hissetmek, hissettiklerimizle hizmet etmek, kurtarıcıyı dışarıda aramak yerine kendi içimizden (halktan) geçtiğini görüp kendimizi kurtarmaya cesaret etmekle bulabiliriz. Geçmişin kurbanlıklarını, yaralanmışlıklarını, öfkelerini her beraber şimdiye bir tecrübe, bir uzmanlık, bir ders gibi taşıyabilirsek, fedakarlıklar içinden toplu kurtuluşu kendimiz ve diğeri için, hepimiz için yaratabiliriz.

Çünkü yardımlaşmaya, fedakarlığa gönüllü ve hazırız. Hatta buna ihtiyaçlıyız. Yardım etmek bize de yardım eder. Bunu en iyi her birimizin kendi varolma hakkına inanarak, bu şekilde yeni yollara çıkarak, diğerlerine yardımcı olmak için önayak olarak kullanabiliriz. Bunlar bizi ileri taşıyıp büyütebilir, cesaret ve umut verebilir. Ay’ın diğer yöneticisi Jüpiter Koç’ta yaralı şifacı Chiron’la.

Koç’ta Yeniay

Ekinoksun hemen arkasından bu taptaze, saf mı saf, son derece dürtüsel 0 derece Koç’ta bir yeniay da oluşuyor. 21 Mart Salı akşamı 20.22’de.

Her sene ilkbahara bu dereceyle giriyor, bu yeni başlangıç zamanını kişisel, sosyal ve toplumsal alanlarımızda deneyimliyoruz. Bu senenin farkı ise bu ‘yeni yıl’a bir yeniayın eşlik etmesi, yeni başlangıcı, tohum atma zamanını içsel olarak da göstermesi.

Bu yeniaydan hemen sonra 23 Mart’ta 2008’den beri ilk defa burç değiştirecek Plüton’un Kova’ya geçişi de bu yeniaya damgasını vuracak bir başka etki. Kaldı ki bu yeniaya verdiği güçlendirici destek artık dönülmezin eşiğinde olduğumuzun bir diğer resmi.

Artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Olabilir mi? Mümkün mü? Buradaki ‘geri dönüşsüz değişim’ ya da ‘dönüşüm’ü kontrolümüz dışındakiyle güç savaşına girmek yerine onun bizden aldıkları kadar verdiklerine bakarak güçlenmeye, gücü bireyliğimizden ve birlikteliğimizden yeniden doğurmaya bakarak kullanabilir, bunu belki bir davet olarak alabiliriz.

Ve bir ay sonra, 20 Nisan’da Koç’ta bir yeniay daha yaşadığımızda, bu sefer Koç’un son 29 derecesindeki güneş tutulmasıyla birlikte kendini ifade ettiğinde bütün bunların bize şunu göstermesini dileyelim:

Şimdi o bireysel, yeni, başka, geçmişin ötesine geçen, önüne zıplayan yola çıkışın saf, dürtüsel, cesur ama daha tam olmamış, genç, ergen zamanı. Nisan sonundaysa iyice olgunlaşmış, bütün gücünü ifade edip parlayacağı, başka bir şeye evrilmeden önceki son kritik dönemecin imzası. Silkelenip tazelenmek, cesaret edip yenilenmek, belki şimdi net göremediğimiz yolu bir ay sonra görüp bir daha yürüyebilmek için iki tane peşpeşe tohum fırsatı.

Ekinoks ve Yeniayın Sabian Sembolü

Bu uzun yazıyı, aslında her sene ilkbahar ekinoksuna girişte geçerli olsa da, tarihimizde ismini hakeden çocuklar gibi bu sene sembolün altını dolduran 0 derece Koç’un Sabian sembolüne bir daha bakarak bitirelim.

BİR KADIN OKYANUSTAN YÜKSELİYOR, BİR FOK ONU KUCAKLIYOR

Semboldeki kadın geçmişini geride bırakarak yepyeni bir varlık ve yaşam felsefesine doğru yükseliyor. Ve onu kucaklayan, hoş geldinlerini sunanlar tarafından karşılanıyor.

Bu da bize yeni anlayışların ve uyanışların farkına vardığımızı gösteriyor. Eski yol ve yordamlara direnç göstermekte fayda olabilir çünkü bizi geri çekip işe yaramayan koşulları öne sürebilirler. Sesimizin çıkmadığını, duyulmadığımızı ya da ciddiye alınmadığımızı düşünebiliriz. Yürekli olalım çünkü kurtuluş ve huzuru hiç beklemediğimiz yerlerde bulabiliriz. Karşımıza engeller çıksa bile hayatımızda gerekli değişiklikleri yapabilecek güce sahibiz. Artık dünyadaki yerimizi ilan etmenin veya iz bırakmanın zamanı. Önümüzde bir dolu yeni fırsat yatıyor. Şimdi bu yeni başlangıcı karşılayalım ve gelmekte olan değişime karşı korkusuz olalım. Bizi bu yeni alanda karşılayanların ‘kucaklamasını’ kabul edelim. Evet, bir şeyleri geride bırakmamız gerekebilir, bu kaçınılmaz olabilir, artık yeni bir alanın içinde olduğumuzu bilelim. Bu yolculuğun tadını çıkaralım; özsevgiye, özdeğere ve ilahi yaratıma yer açalım. Geçmişi bırakıp yeni bir yaşam ve sevginin içine doğalım.

Yapacak çok işimiz var. Hem bireysel olarak, tekbaşımıza; hem hep beraber, elele.

Hazır mıyız?

Dipl.M.S.Astrol, Neslihan Kazdal, 20 Mart 2023

*Bu yazım 21 Mart 2023 tarihinde diken.com.tr‘de yayınlanmıştır.