Koç’ta Dolunay- 9 Ekim 2022

Terazi dönemini nasıl geçiriyorsunuz? Sosyalliğe, zarafete, estetiğe yer açıyor; eşitliği, dengeyi, uzlaşmayı yakalıyor musunuz? Birbirimizi kaale almanın değerli ve hoş hissettirdiği, barışçıl ve adil tavırla yaklaşmanın dengeyi sağladığı dinamikleri deneyimliyor musunuz?

Her nevi evlilik ve ortaklıkların ‘biz’liğini ifade eden Terazi döneminde ‘ben’liği hatırlama ve bunu ifade etme zamanı olan Koç dolunayına varıyoruz.

Bugün, 9 Ekim 2022 Pazar gece 23.54’te 16 derece Koç’ta tamamına eren Ay bize her türlü kaale alma ve alınma beklentisi içinde olduğumuz ilişkide ben deme zamanına çağırıyor.

Ve fakat;

O ben deme haliyle ilgili belki kendimizi nasıl ifade edeceğimizi bilemiyor, öfkeleniyor, alıngan saldırgan ısıran yerlerden tepki patlatıyoruz. Ya da belki ben demekle ilgili geçmişin diyemediğimiz yerlerine, kişilerine, duygularına, ortamlarına dair o gömülü yaramızı görüyor, bunu değiştiremeyeceğimizin gerçeğiyle şimdi bununla birlikte nasıl bir ben demek istediğimizi seçiyoruz.

Bu dolunay bireysel olarak ve dahi ilişkilerimiz içindeki yaralanabilirliğimize veya yaralayabilirliğimize dair bir farkındalık getirirken, geçmişin bu temalarını su yüzüne çıkarıyor. Nerede kendi saf varlığımızı ve isteklerimizi ifade edememiştik? Ne zaman o varolma hakkımızı olduğu gibi gösterememiştik? Hangi konularda yola çıkamamış ve belki mücadelemizi ortaya koyamamıştık? 2021 Nisan ayında hayatımızda neler oluyor, bu temalar etrafında ne başlangıçlar yapıyorduk? Oralara bakabilir, şimdiki tamamlanmanın tohumlarını orada görebiliriz.

Dolunayla birlikte duran Chiron işte bu geçmişin yaralarını çok hassas bir dokuda tutuyor. Haritanın yükseleni Yengeç olunca bu duygusal tepkimenin duygusal güvenlikle, ihtiyaçlarımızla, evimiz, ailemiz, köklerimiz ve vatanımızla ilgili yerlerden geldiğini anlayabiliyoruz.

Chiron söz konusu olduğunda geçmişin yaralarıyla birlikte bunların içinden şifalanmak da gelir, ama bu, tamam kabul ettim hadi, basitliğinde değildir. O yaranın içinden geçmek, oraya bakmak ve bir fedakarlıkta, bir feragatte bulunmak gerekir. Dolunay haritasındaki Güneş Ay karşıtlığı bunun ev-iş, iç dünya-dış dünya, anne-baba gibi alanlarda olduğuna işaret ediyor. Kendi haritanızda dolunay nereye düşüyor biliyorsanız sizin için bireysel olarak fedakarlık ve feragat neyi getiriyor, ilişkileriniz, sevdikleriniz, hayatınızdaki denge unsurları babında ‘ben’ deme ihtiyacınız olan yere yatıştırıcı bir ‘bütünlenmeyi’ (yara ve öfkelerin entegrasyonunu) ne sağlıyor buna bakabilirsiniz. Diğerini veya kendinizi yaralamadan kendi varoluş hakkınızı ifade etmeniz mümkün mü? Ben dediğiniz yerdeki iyileştirici bütünlenmeyi karşınızdaki diğerine de tanıyarak dengelenmek olası mı?

Ben demek isteklerimizle ilgilidir. Bunun adresi olan dolunay yöneticisi Mars’a döndüğümüzdeyse Neptün’le sert temasının isteklerimiz ve hayat yönelimimizle ilgili bizi dağınık bulanık bir yerlere çektiğini deneyimliyor olabiliriz. Ne istediğini tam bilememek, önünü tam görememek, enerji düşüklüğü hissetmek gibi. O zaman bu etki geçene kadar biraz yumuşak yerlerden hareket etmek mümkün mü? Ne isteklerimizi ve benliğimizi hayali, farazi, idealist özlemlere kurban etmek; ne de bizliği boşverip iflah olmaz bir savaşçılıkla fırtınalara karşı kılıç sallamak. Kendimiz nasıl hassas bir yerden duyulmak, tutulmak, anlaşılmak istiyorsak bunu önce kendimize ve beraberinde diğerine de tanımak.

Geçmişle geleceğin, eskiyle yeninin, kuralcılıkla kural tanımazlığın çatışması hala keskin bir şekilde devredeyken kollektifteki düzene başkaldırıların (Uranüs) ve bu başkaldırıları sertçe bastırmanın (Satürn) etkilerini kişisel hayatlarımızda da yaşıyor olabiliriz, bazılarımız daha az bazılarımız daha çok. Bu dolunay bizlik içindeki benliğe ışık tutuyorsa, ilişkilerimizdeki eski ve yeniyi, geçmiş ve geleceği, kuralcılığı ve kural tanımazlığı temsil eden dinamikler neler, bu minvalde yeniliği bu alana taşıyabilir, özgürleş(tir)ebilir, geçmişin işe yaramış kurallarını bu yenilik yolunda güncelleyebilir miyiz? Upgrade şart!

Sabianlar bu dolunay derecesi için ne demişler bakalım.

İKİ RESMİ GÖRÜNÜŞLÜ EVDE KALMIŞ KADIN SESSİZCE OTURUYORLAR

Bu sembol sessizce geriye çekilme ihtiyacına işaret eder. Semboldeki iki kadın birbirleriyle konuşmaya ihtiyaç duymadan birbirini bilen ve anlayan kişileri simgeleyebilir. ‘Evde Kalmış Kadınlar’ belki birbirlerini seçerek değil de hayatın onları biraraya getirmesiyle birlikte sessizce oturuyorlardır.

Bu anlamda kendinizi seçilmiş veya kısıtlı, sınırları çok keskin tanımlı bir grupla özdeşleştirip özdeşleştirmediğinize bir bakın. Çünkü tutucu, fazlasıyla ahlak meraklısı yerlere takılıp kendinizi yalnızlaştırabilirsiniz. Daha derin veya farklı şekillerde iletişim kurmanın mümkün olduğu yollar arayın. Bunun için illa sözcüklere ya da duygusal tepki göstermeye ihtiyaç olmayabilir. Doğru kodlanmamış bir güvenlik ihtiyacının sizi değişim ve gelişimden uzak tutabileceğinin farkında olun. Çözümlenmemiş meseleleri konuşmak zor olabilir, yüzeyin altında korku, yalnızlık ve terkedilmişlik hisleri yaratabilir. O ‘sessizlik’ üzüntü ve acı çekmenin, kayıp ve fedakarlığın üstünü örtebilir. Geçmişteki koşullar ne olursa olsun şimdi hem kendinize hem ilişkilerinize daha dürüst, açık ve iletişim kuran bir yerden yaklaşmanız gerekir. Eğer artık bir iletişim, paylaşım yoksa o kişiyle ‘birlikte sessizce oturmanın’ bir anlamı kalmış mıdır?

The Sabian Symbols, Lynda Hill

Hepimiz için bütünleyici, tamamlayıcı bir benlikle gelen şifalı bir dolunay olmasını diliyorum.

Ay Chiron’a doğru ilerlerken, 9 Ekim 2022 Pazar, 15.54, İstanbul