Kova’da Dolunay – 12 Ağustos 2022

Kış duygusunda yaz hisleri mi desek, ilkbahar arzusunda sonbahar vurgusu mu?

Belki de çok dayanmış, tahammül etmiş, bugünlere getirmişizdir. Belki de bildiğimize yerleşmiş, sabitlenmiş, kalpten ve zihinden tutunmuşuzdur. Kalp ve bilinç dediğimiz yer o sevgiyi, aşkı, sıcaklığı kendinde hissetmek ister. Duygular ve bilinçdışı dediğimiz yer ortaklaşa, mantıklı, hepimizin hayrına olanı ifade etmeyi.

Aslan ve Kova tahteravallinin iki ayrı ucunda bizi kalp ve zihin, benlik ve bizlik eksenli iki yöne çeker de çeker. Duygusal olarak soğukkanlı olup ortak hayra olanı bulmaya çalışmanın çağrısını duyarız. Ama duymakla kalmaz, bir başöğretmen gibi tepemizde duran yükümlülükler, sorumluluklar, seçimler ve kararların kanını değil de soğuk, yalnız, iç üşüten rüzgarını içimizde taşırız. İşte o duygusal sıkışıklık.

Yapılması gerekenler belki önümüzde, gün gibi açıktadır, ama o baskı, kısıtlama, yaptırımcı doku artık yetmiştir ve her an her gün isyan edip bırakma, öfkeyle patlayıp tuttuklarımızı saçma sınırlarında dolaşırız. Özgürleştirilip yenilenecek, tazelenip yeniden inşa edilecekler baki ve kalıcı, gerekli ve elzemdir, ama öncelik yapılacaklarda, arkasından özgürlüklerdedir.

İstanbul için mesele ev, aile, kökler ve ihtiyaçlar eksenlidir. Bu temayı ben-biz ilişkisi zemininde kalp-mantık çerçevesinde tartıp yapılması gerekenleri haline yoluna koymak (eşitlik ne demek, arkadaşlık ne demek, takım olmak ne demek ve tüm bunları yeniden yapılandırıp sorumluluğunu almak, o seçimi yapmak, aynı fikirde olmasak da fikirleri birlikte seçip ayıklamak), hissettiğimiz iç veya dış gerginliği aynı şekilde duygusal, zihinsel, fiziksel veya enerjetik olarak tutmaktansa geçtiğimiz seneden beri yaptığımız yatırımlardan hangilerini seçeceksek onu seçmek, seçtiğimizle devam etmek, nelere isyan ediyorsak artık onları özgürleştirip yenileneceklere kol kanat germek, o değişimi kucaklamak, bir şeye tutunacaksak karamsarlık ve ‘olmayanlara’ değil, değişim ve ‘olanlara’ sarılmak, kendimize bugünlere getirdiklerimiz için teşekkür etmek, artık yarına taşımayacaklarımız için de bu teşekkürü sunmak ve sonra da temizlenecekleri geride bırakıp toprağın altına salmak.

Geçen seneden beri geçmişle geleceğin kıran kırana mücadelesini kişisel, sosyal, toplumsal ve kollektif olarak deneyimlerken bu anlamda son düzlükteyiz. Oralara baktık ya da bakmadık, hepimiz bu geminin içinde yolcularız. İleriye taşıyacaklarımızın kararı, seçimi, özgürlüğü ve taptaze yeniliği şimdi ve burada. O zaman hep birlikte o yenilenme çığlığını atmanın sorumluluğunu alalım mı? Çok yalnız hissederken hiç yalnız değiliz. Büyük beyaz güvercinleri takip edebiliriz.

BÜYÜK BEYAZ BİR GÜVERCİN BİR MESAJ GETİRİYOR

Bu sembol yardıma ihtiyacı olanlara dinginlik, rahatlık ve neşe verir. ‘Büyük Beyaz Bir Güvercin’ belki de ne zamandır beklediğiniz o mesajları getirmektedir. Her nasıl bir durum içindeyseniz, çözmek için manevi merkezinizden gelen barışçıl mesajlara güvenmeye ihtiyaç duyabilirsiniz. Mesajların kötülükten uzak, nezaketle sunulmaları gerekir. Bu da zaman zaman sizin ‘Mesaj Getiren’ kişi olmanız, zaman zaman da bu mesajları alan olmanız durumuna göre ya bir kurtarıcı olarak görülmenizi ya da kurtarılmaya ihtiyaç duymanızı gösterir. Ne tarafta olursanız olun, açığa çıkan mesajı içselleştirdiğinizde rahata erebilirsiniz.

I got the message. All of us get the message, sooner or later. If you get it before it’s too late or before you’re too old, you’ll pull through all right.

Nat King Cole

  • Yorumlarımı 19 derece Kova’da dolunay (1. evde Aslan – 7. evde Kova karşıtlığı), yükselen Yengeç, Ay Satürn kavuşumu, Satürn Uranüs karesi, Boğa’da Mars Uranüs KAD, sabit burçlarda T kare ve boş bacak GAD Akrep, 19 derece Kova Sabian sembolünü (kaynak Lynda Hill) baz alarak yazdım.

11 Ağustos 2022 saat 17.20 İstanbul, Ay Kova’da Satürn’e doğru ilerlerken