İlkbahar Ekinoksu ve Güneş Koç’ta – 20 Mart 2022

İlkbaharın kapısı, sıfır noktasındayız.

Yüzümüzü dışarı çevirirsek hava soğuk, iklim sert, dönem inişli çıkışlı. Öte yandan sabahlar daha erken, akşamlar daha geç. 21 Aralık 2021 Kış Gündönümü’nden beri ışık arttı arttı, genleyip genişledi ve bugün gecenin karanlığıyla günün aydınlığı eş ve elele noktaya geldi.

İşte sıfır noktası bu. Gece ve gündüzün eşitliği.

Baharı -henüz- dışarıda göremesek bile içimizde o yeninin, tazelenmenin, hatta -her şeye rağmen ve onunla beraber- o büyük umudun tohumlarını hissedebiliriz. Çünkü artık 2021 astroloji yılının ve mevsim kışın kapanışı, Balık döneminin sonuyla hayatın evrensel birliğine teslimiyet. 2022 yeni zodyak döngüsünün ve mevsim ilkbaharın açılışı, Koç dönemiyle saf, ham, dürtüsel bir yola çıkış.

Yeni ilkbahar ekinoksu ve astroloji yılı kutlu olsun.

Koç Dönemi

Astrolojik olarak yeni yıl her sene Güneş’in Koç’a girişiyle başlar. Bu dönem, mevsimsel zodyağın, bütün bir döngünün, varoluşun ortaya çıkışıyla ilgili bir yükseliştir. Kendimizi hareketli, enerjik, cesaretli, atılgan ve bütün bunları ileri taşıyacak varlıkla, canla dolmuş hissederiz. Kış uykusundan uyanmanın, o uyuşukluğu silkeleyip atmanın heyecan ve hevesini hem bilinç ve bedenimizde hem duygu ve ihtiyaçlarımızda taşırız. Başlangıçlar için bu atılgan Koç enerjisine ihtiyaç duyarız. Her birimizin haritasındaki Koç alanı her sene aynı noktada tetiklenir, fakat o senenin Koç’a giriş haritası bize o senenin farklı dinamiklerinin izlerini gösterir.

Bu yıl, 20 Mart 2022 Pazar günü Türkiye saatiyle 18.33’te Güneş Koç’a geçiyor. Bu harita bize önümüzdeki senenin öne çıkan temalarına dair dönemsel bir fikir veriyor. Örneğin geçen sene bu temalara üç ayda bir bakmıştık. Bu seneki haritaya göre altı ayda bir bakacağız. İlk olarak şimdi ilkbahar ekinoksunda, senenin ikinci yarısı içinse 22 Eylül’deki sonbahar ekinoksunda.

Ekinoks Haritası

İstanbul’a göre çıkarılan haritada Güneş Koç’ta 7. evde, Ay Terazi’de 2. evde. Bu bize ikili ilişkiler, ortaklıklar, sözlük anlamıyla evlilikler ve/veya kontratlı birliktelikler -misal bu bir iş evliliği ya da ülke evliliği bile olabilir- anlamında çifte vurgu olduğunu gösteriyor.

Demek ki önümüzdeki altı ay kendimizi ikili ilişkiler içinden ifade etmek, bu alanlardaki diyalog ve alışverişler -misal danışmanlıklar, uzlaşmacı ve arabulucu roller- üstünden varlığımızı ortaya koymak söz konusu.

Güneş, yaralı şifacı Chiron ve büyük özlemlerin taşıyıcısı Neptün’ün arasında. Hem geçmişin yaralarıyla yüzleşip bunlara rağmen şifalı, iyileştirici ilişkiler kurmak olumlayıcı olabilir; hem de öfkeye, şiddete, yaralara tutunup ısırmak yaralayıcı, incitici, kanatıcı olabilir. Keza ilişkilere büyük bir idealizm ve kurtarılma ihtiyacı yükleyebiliriz. Bu da kurban kurtarıcı tipi bir dinamik içinde her iki yönlü de çalışabilir. Bu idealizmi birlik, merhamet ve hepimizin aynı gemide yolcu olduğu duygusuyla taşımaya bakabilir miyiz?

Ay’ın Terazi’de 2. evde yerleşimi duygusal olarak eşit ilişki kurmanın, adaletli ve dengeli bir diyalog içinde kalmanın, diplomasi ve uzlaşmacı tavırlarla ilintilenmenin bize iyi ve güvende hissettireceğini ve bunun bizler için bir değer yaratmak, özdeğer bulmak ve kişisel kaynak geliştirmek için çalışacağını söyleyebiliriz.

Ay dünya astrolojisinde halkı ifade eder. Bu da toplumsal olarak adalet duygumuzun, ihtiyacımızın, barışçıl bir tavırla yaklaşmanın yüksek olacağını gösteriyor. Kaldı ki bu Ay’ın derecesi Terazi’nin son derece, hatta dakikalarında. Süpernova etkisi. İşte bu 29 derece bir yıldızın -burcun, burada Terazi’nin- taşıdığı tüm varlığı sonuna kadar ifade edip patlayarak sönmesi bu derecenin gücünü anlatmaya yeter mi? Adalet, barış, denge, diplomasi ve kaale alınma ihtiyacımız o kadar yoğun. Öte yandan bu o kadar kolay olmayabilir, Plüto Ay’a sert açısıyla zaruretleri bize gösterebilir. Bu denge ve diplomasi için güç savaşları vermemiz, derin çalışmalar yapmamız, gerçek ilişkisel zarafeti bulmak için yeraltının kirini çekip çıkarmamız, çamuru damıtmamız gerekebilir.

Hem Güneş’in hem de Ay’ın konumu ve yanında getirdikleri ülkemizin içinde bulunduğu ve üstlenmeye soyunduğu diplomatik rollerle ilgili bizlere bir fikir de verebilir. Yol diplomasiden geçiyor, ama yanında zorluklarını da beraberinde getiriyor. Neye kapılıp nede ısrar ettiğimizin farkında olmak sağlıklı bir konumlama yaratabilir.

Ayıklamak ve Umut Etmek

Sağlık dedik mi yükselendeki Başak’la ince eleyip sık dokumanın, pirincin taşını ayıklamanın, düzeni işler kılmak için çalışıp çabalamanın önemini de anlıyoruz. İki gün önce Başak’ta oluşan dolunay etkisini böylece ekinoks haritasında da görebiliyoruz.

Yine de yükselen yöneticisi Merkür’ün Balık’ta Jüpiter’le beraber olması bu ayıklamayı yaparken pek oakadar analitik taraftan değil de sezgisel ve duygusal taraftan düşünüp incelemeyi gösteriyor. Belki kategorik olarak ayıklamak çok kolay olmayabilir, zihnimiz kaçışlar ve hayallerde, yapılacaklarla duygular birbiriyle içiçe geçmiş olabilir. O zaman fizikselle duygusalın dengesini tutturuyor muyuz ona bakalım. İyileştirmeye çabaladıklarımız, çıraklık ettiklerimizle bizi ileri taşıyacak büyük ümitlerin, yaratıcılığın, birleştiriciliğin denizinde dengeli bir şekilde salınabilir miyiz, bunu bir dinleyelim, tartalım.

Bu senenin en önemli gökyüzü dinamiği Jüpiter ve Neptün’ün 12 Nisan’da Balık’ta kavuşması bizi işte bu yüksek umut, inanç, hayaller ve özlemlere doğru çekebilir. Etkilerini çoktan hissetmeye başlamış olabilir, kendimizi korunaklı bir fanusun içindeymiş gibi görebilir, yaratıcılığımızın zirvesinde, şeylerin kolayca ayağımıza geldiğinin teyidinde sanabiliriz. Öyleyse öyledir, buna teslim olabiliriz. Öte yandan fanusun dışını görmemek de bu büyük özlemin yanıltıcı diğer yüzü olabilir. Dış dünyanın gerçeklerinden kaçıp yanılabilir, aldanabiliriz Haritanın vurgusunun ‘denge ve eşitlik’ unsurunda olduğunu hatırlayıp hem gelene kollarımızı açalım, umutları yüksek tutalım, hem de ayıklayıp elemeyi, fiziksel dünyanın gerçeğini tam da bırakmayalım.

Zaten hem maddi anlamda hem de değer sistemi anlamında sürprizler, iniş çıkışlar hala gündemimizde. Kişisel ekonomimizin yenilenmesinin gerekliliğiyle nasıl bir yarında yaşamak ve bunun için mücadele etmek gerektiğinin çatışmasını deneyimleyebiliriz. Bu bilgi yeni değil, Kasım ayından beri artık bunun göbeğindeyiz. O zamandan beri ne diyoruz? Geçmişin krizlerini, borçlanmalarını, güce saplanmalarını bırakıp elde avuçtakine sahip çıkarak muhafaza etmek, sağlamcı ve elle tutulur yeni değerler yaratmak, olumlama burada. Şimdi de bunun çıkış yönünü bulunduğumuz grubu, topluluğu, toplumu yeni fikirler ve yeni bir gelecek düşüncesiyle yapılandırmaya bakmalı. Keyif ve yaratıcılık ancak böyle mümkün olabilir.

Ay’ın Sabian Sembolü

Denge ve eşitliğin önemli bir vurguda olduğu bu haritanın Ay derecesine bir de Sabian sembolleri üstünden bakalım.

BİR FİLOZOFUN BAŞINDAKİ ÜÇ BİLGİ TÜMSEĞİ

Bu sembol fiziksel dünyanın gerçekleri içindeki manevi mesajları okuyup o anlayışı geliştirmeyi ifade eder. ‘Filozofun Başı’ zeka ve bilginin, çok fazla dışarıya zikredilip söylenmeden de varolduğunu gösterir. Bir kişinin dış görünüşü, giyim kuşamı, hal tavrı farklı yönleriyle birleşebilir, bütün bunlar kişinin zekasının gerçek değeri ve temsiliyeti olarak dışarı yansıyabilir. Ve fakat bazen görünenin ötesine geçip insanların ve olayların hakikatini farketmemiz gerekir. Bu derece bizlere soyut gerçeklerin hakikate dönüşebileceğini, sıklıkla da kişinin fikir ve inançlarını dünyaya duyurma ihtiyacında olduğunu hatırlatır. Yine de, sürekli zihnimizin içinde takılıp kalmamaya dikkat etmeli.

Ne yapalım, ne yapmayalım? Felsefi sorulara odaklanalım, etraftaki işaretleri okuyalım, kitabi bilginin ötesindeki bilgeliği görelim. Aşırı analizden kaçınalım, sadece bilgiye odaklı kalmayalım, olayları gereğinden fazla ciddiye almayalım, her şeyi ben bilirim tavrından uzak duralım.

Sabian Symbols, Lynda Hill

Evet, ilişkilerin dengesiyle birlikte görünenle görünmeyenin, maddiyle manevinin dengesini de hatırlayalım.

İlkbahar ve sıfır noktasına ulaştıysak gün be gün adımlayacağımız yeni döngünün cesareti, keyfi, farkındalığı, ümidi ve hayaliyle birlikte yola çıkalım.

Sıfır noktasından sonrası artı bir.

*Bu yazım 21 Mart 2022 tarihinde diken.com.tr’de yayınlanmıştır.