İhtiyaçlarımızın Işığı, Yaralayanın İyileştiriciliği: Yengeç’te Dolunay – 30 Aralık 2020

Senenin son gökyüzü hareketi Yengeç’te gerçekleşecek Dolunay’la bu dönemi kapatıyoruz. Gerçekten bir dönem kapanıyor mu?

Geçtiğimiz sene içinde ne kadar çok evimiz-işimiz, ihtiyaçlarımız-sorumluluklarımız, annelik-babalık, geçmişimiz-hedeflerimiz üstüne yazdık konuştuk. Belki evimiz değişti belki işimiz, belki hedef ve yapılacaklarımız anlamsızlaşıp çözüldü, belki ihtiyaçlarımız iyice temele, köke, kemiğe dayanıp döndü.

Sanki bu geçen yoğun zamana bir ışık tutar, Güneş’in ışığını yansıtır ve dolun haline gelerek meyvesini bize uzatır gibi duran bu ev, ihtiyaçlar, aile, köken ve beslenmemize dair Dolunay’ın daha öncekilerden ne farkı var?

Belki karşısında artık o yoğun Oğlak vurgusunun çekilmiş olmasından, belki artık meselemizin temelimize dönmüş olmakla birlikte yeni dönemi öğrenmeye evrilmiş olmasından. Belki tamamen sorularımızın tam olarak cevabının olmamasından, bilinmeyen evresine girmemizden.

Bu Dolunay duygusal ihtiyaçlarımız eksenini yapılacaklarımızın karşıtlığında aydınlatırken varoluşa dair yaralarımızı da yüzeye getiriyor. Hem kişisel hem de kollektif olarak bu kadar yaralandığımız, yaralanmışlığımızla iyileşmeye tutunduğumuz başka bir zaman yaşadık mı? Belki tarihten bize aktarılanlarda, kollektif bilinçdışımızda, ama bu beden ve hayatta bu zamanı yaşayan bizlerin bilincinde bir ilk.

O yüzden de yenileyici başlangıçların çok hızlı, sürprizli, tazeleyici ve nefes aldırıcı taraflarını kolumuzun altına takıp bilinmeyen denizinde belki başlarda biraz çalkalanarak ama her şeyin olması gereken yere varacağına teslim olarak kendimizi bırakabilir miyiz?

İnandığımız tutunduğumuz kalıplar artık çalışmazken Dolunay haritası bize yeni bir vizyonun, yeni bir ufkun, yeni bir kendini aşmanın temasını vaat ediyor. Bunu da gelecek için birlikte düşünerek, birlikte büyüyerek yapılandırmanın zamanındayız. Kişisel ihityaçlarımızı belirlerken artık ait olduğumuz topluluğun, toplumun, gezegenin ihtiyaçları da değişiyor, evriliyor.

Bu Dolunay derecesinin Sabian sembolünü çok anlamlı ve temas eden bir dokuda bulduğumu itiraf etmeliyim. Sanki eledik, azaldık, evrildik ve sonunda daha ileriye atılabilmek, yeni hedefler için bir çocuğun masum heves ve merakı evresine kadar geldik. Bu ancak saf ve taze bir başlangıç için yakaladığımız bir farkındalık olabilir. Sembol diyor ki;

Bir balığa doğru uzanan minik çıplak bir kız çocuğu

Cevaplar sorularını aradığı kadar sorular da cevaplarını arıyor; herhalükarda o soruyu sormamız gerekiyor.

Bilgeliği ararken birbiriyle çatışan bir süreç işleyebilir, o da masum bir spontaneliktir. Soruların kendi güçleri bulunur; doğru zihin ve zamanlamayla hayata bir soru sorarız, sonra da ihtiyacımız olan cevabın yükseldiğini görürüz. Olanları anlayabilmek için sıkı çalışmamız gerekiyorsa, cevabı bulabilmek için hiçbir koşul ya da beklenti koymamamız da elzemdir.

Sabian Mysteries, James Burgess

Hepimize kendi ihtiyaçlarımızın ışığında, yeninin yolunda, bilinmeyenin teslimiyetinde ve yaralayanın iyileştiriciliğinde kaldığımız bir Dolunay ve Yeni Yıl diliyorum.