Chiron (Kayron) Balık’taki dokuz senelik yolculuğunu tamamlayarak Koç’a bugün yerleşmek üzere yeniden girdi. Yeniden diyorum çünkü 2018 Nisan ayında bu geçişi aslında yapmış, fakat sonra Temmuz ayında gerilemeye başlamasıyla Eylül’de yeniden ve son kez Balık’a geçmişti.
Chiron Balık’ta nasıl işlev sağladı, Koç’ta nasıl bir süreç işleyecek konularından önce Chiron’un mitolojisine, astroloji ve astronomideki yerine kısaca değinelim.
Mitolojide Chiron
Chiron, zaman tanrısı Cronus (Satürn) ve bir deniz perisi olan Philyra’nın çocuğu. Cronus Philyra’ya göz koyar, fakat Philyra Cronus’tan kaçmak için kendini bir kısrağa çevirir. Cronus ise buna kendini bir ata çevirip onunla beraber olarak yanıt verir. Chiron bu birliktelikten yarı ölümlü (annesi tarafından), yarı ölümsüz (babası tarafından) bir at adam olarak doğar. Bedeninin alt kısmı at (dürtüsel yanı ifade eder), üst kısmı insan şeklindedir (insan bilincini anlatır). Zaten Rhea’yla birlikte olan Cronus hemen ortadan kaybolur. Philyra ise doğurduğu bu ucubenin anneliğinden kurtulmak için Tanrılara yalvarır ve kendini bir ıhlamur ağacına çevirir. Böylece Chiron daha doğar doğmaz hem annesi hem babası tarafından terkedilir. İlk yarasını böyle alır.
Normalde vahşi bir ırk olan Santorların soyundan gelen Chiron, bir soylu gibi yetiştirilir. Güneşi taşıyan Apollo ona sahip çıkar. Çocuklarını yutan gerçek babası Cronus sanki lanetiyken onu yetiştiren Apollo kurtarıcısı gibidir. Apollo Chiron’un mentoru olur. Ona müzik, kehanet, bilgelik ve adaleti öğretir. Bu sayede Tanrılar katında eşsiz bir yeri olur. Oraya alınmaz, ama Tanrıların çocuklarını Chiron yetiştirir. Onlara at binme, avcılık, okçuluk, savaş sanatları, ahlak yanında tıp, ahlak, müzik ve dini töreleri öğretir. Yetiştirdiği önemli öğrencilerden bazıları Hercules (savaşçı), Asclepius (şifacı) ve Orpheus’tur (müzisyen).
Bir kutlamada Santorlar saldırıya geçer. Hercules de onlarla girdiği kavgada ölümcül zehire batırılmış oklarıyla savaşır. Bu oklardan biri yanlışlıkla Chiron’a isabet eder. Yarı ölümsüz olan Chiron ölmez, ama yarı ölümlü yanıyla da iyileşmeyen ve müthiş acı çektiği bir yaraya sahip olur. Başkalarını iyileştiren Chiron kendi yarasını iyileştiremez. Kurtuluşu ölümsüzlüğünü Prometheus’a vererek olur. Prometheus Zeus tarafından ateşi çaldığı için cezalandırılmış, bir dağa zincirlidir. Her gün bir kartal gelip ciğerini parçalar, ama o da yarı ölümsüz olduğu için ciğeri ertesi gün yeniden çıkar, acısı devam eder. Zeus Prometheus’u ancak bir ölümsüz onun yerini alırsa azledeceğini söylemiştir. Hercules Chiron’un durumunu Zeus’a iletir. Chiron cezalı Prometheus’a ölümsüzlüğünü verir, Prometheus kurtulur. Prometheus da ona ölümlülüğünü verir ve Chiron ölmek üzere Hades’e, yeraltına iner. Zeus da onu Santorların takımyıldızı yaparak ölümsüzleştirir. Chiron ancak bir başkasına şifa vererek kendi şifasını bulur.
Astrolojide Chiron
Chiron haritamızda kendimizi en hassas, yaralı, aidiyetsiz ve terkedilmiş hissettiğimiz yerdir. Hepimizin haritasında Chiron bulunur, fakat bu geçmişten taşıdığımız ve farkında olmadığımız gömülü bir yara olduğu için günlük yaşamda izlerini (haritasında bu anlamda kişisel bir temsiliyeti olanlar hariç) taşımayabiliriz. Ancak oraya temas edildiğinde veya zamanı geldiğinde nereden geldiğini anlamadığımız bir öfke, acı ve yabancılaşma hissiyle bilincimizde varlığını farkedebiliriz. Bulunduğu burç o neslin yaralarının niteliğine dair fikir verir. Bulunduğu ev ise kendini ifade etmekte zorlandığı alana.
Astronomide Chiron
1977’de keşfedilen Chiron’a ne bir gezegen ne bir asteroid denmiş, planetoid olarak isimlendirilmiş. Gezegen için küçük, asteroid için çok büyük. Çıplak gözle son görülen gezegen Satürn ile gözle görülemeyen ilk gezegen olan Uranüs arasındadır. Yörüngesi de aynı mitolojisindeki gibi tuhaftır. O yüzden her burçta yaklaşık olarak 9 sene kalır, ama bazılarında daha az, bazılarında ise daha çok.
Bu da dolaştığı alanın anlamına dair çok şey söyler. Sınırlar ve yapılardan sorumlu Satürn ile isyan ve aykırılıktan sorumlu Uranüs arasında olması bu iki gezegenin temsil ettiklerinin entegrasyonuna dairdir. Çünkü Chiron bir süreçtir ve bu sürecin önemli bir anahtar kelimesi ‘entegrasyon’dur. O yabancı, egzantirik, dışlanmış, terkedilmiş yanımızı nasıl entegre edeceğimiz, sürüden farklı olmamıza sebep olan yönümüzü nasıl eşsiz bir avantaja çevireceğimizle ilgilidir.
Kendi kendini yetiştirmiş bir şifacı
Chiron’un haritamızda bulunduğu alan şifalanmamızla ilgilidir. Bunun yolu başkalarını şifalandırmaktan geçer. Ve bunun için bir feragat gerekir. Mitolojide ölümsüzlüğünü Prometheus’a vererek şifasını yeraltında bulan Chiron gibi. Ölüm de o entegrasyonun bir parçasıdır. Çünkü Chiron yarı ölümlüdür. Ama onun ölümü Prometheus’u ölümsüz kılar ve zincirlendiği dağda her gün ciğerini bir kartalın yediği işkenceden onu kurtarır. Kurtarış karşılıklıdır. İşte Chiron’la gelen şifa böyledir. Kendi kendimizi direkt olarak iyileştiremeyiz, ama başkalarını iyileştirerek kendi yaramızı içsel olarak entegre edebilir ve tam olabiliriz.
Entegrasyon ve şifa bununla ilgilidir. ‘Healing’ ‘whole’dan gelir. Tam olmak.
Chiron Balık’ta (2010-2018/2019)
Balık’taki Chiron evrenle bir olma hissimiz ve bu maneviyatı pratik hayatımıza geçirememizle ilgili yaralarımızı kabullenerek şifalanmamız, kendimize ve kollektife şefkatle yaklaşmamız, kaos içinde bir birey olarak kurban psikolojisiyle sürüklenmektense bireyin bütünden ayrı olmadığına, bu ayrımcı yaklaşımdan vazgeçişe teslim olmamızla ilgiliydi. 2010-2019 seneleri arasında 1960-1968 doğumlular kendi Chiron döngülerini yaşadılar. Bu 50 yaş döngüsünün en önemli süreçlerinden biri. Şimdi Chiron başka bir neslin entegrasyonu için Zodyak’ın ilk burcuna geçti. Koç’a.
Chiron Koç’ta (2018/2019-2027)
Koç’taki Chiron varoluşla ilgilidir. Ben demek. Varlık sebebi için yola çıkmak. Bunun için tekbaşına mücadele etmek. Ve fakat tam da bu nitelik yaralı, aidiyetsiz, terkedilmiş hissettiğimiz şeyleri ifade eder. Sanki varolmaya, burada olmaya hakkımız yokmuş gibi. Olursak daha da yaralanırmışız gibi. En hassas noktamızmış gibi. İşte bu varoluş sebebinin, böyle olmamıza rağmen, bu fiziksel veya duygusal yaralarımıza, tuhaflığımıza, yabancılığımıza rağmen doğuştan hakkımız olduğu gerçeğinin ayırdına vardığımızda o en derindeki hassasiyetimiz, incinebilirliğimiz, yaramız bizim bilgeliğimiz, eşsizliğimiz, anahtarımız haline gelebilir. Bu da bir süreçtir ve olgunlaşmayla ilgilidir. O yüzden Chiron döngüsü orta yaşın ileri safhalarında, 50 yaşında başımıza gelir çünkü bu iç ve dış dünyamızın entegrasyonu, kabullenişi, ona teslimiyetimiz demektir. Koç’ta Chiron’u olan 1968-1977 doğumlular içinse ben deme haklarına teslimiyet.
Chiron’u Koç’ta olanlar başka yola çıkamayanları çok iyi görüp onları cesaretlendirebilir, onlara güç verebilir çünkü kendini güçsüz, hareketsiz hissetmenin, atıl kalmanın ne demek olduğunu bilirler. Kendileri yola çıkamadıkları için başkalarının yola çıkmasını destekleyerek kendi yollarını da açmış olurlar. Burada (şifayı) vererek alan bir (karşı) şifalanma çalışır. Zorluklarla mücadele yoluyla güçlenilir, yenilikçilik ve insiyatif alma çalışır ve bunların hepsi başkalarına destek yoluyla kendimizde pekişir. Rekabet ettiklerimize karşı ‘asil rakipler’ olabiliriz demiş Melanie Reinhart. Bir şifacı olsak da olmasak da başkalarının içine dokunma ve çeşitli durumlarda bir katalizör gibi hareket etme yeteneği vardır.
2018’de Koç’a bir kere girip çıkan, 2019 yılındaysa Koç’a yerleşen Chiron 2027 yılına kadar burada kalacak ve haritamızda Koç’un yönettiği evi tarıyor olacak. Bu süreçte belki kendi Chiron’umuzla yüzleşeceğiz, belki hayatımıza başka Chiron’lar girecek. Önemli olan soru şu: biz kendi yaralarımızı kendimize nasıl entegre edeceğiz? Başkalarını ısırıp yaralayarak (çünkü yaralı hayvan yaralar da), o terkedilmiş çocuklukta kalarak mı, yoksa yaralarımıza şefkatle sarılıp kendimizi tamamlayarak, başkalarına da kendi edinimlerimizden şifa sunarak mı?
Koç’taki Chiron’un önümüzdeki 8 sene içinde hepimizin içindeki eşsiz, bütün, bilge hocayı çıkarıp ‘var’ etmesini diliyorum.
I still remember
Still remember you
You were there little child
In a crowded place
Waiting for someone to take you
For the best or the worst
You were ready to go
For the best or the worst
You were ready to follow
But is there anybody who can tell me where do
Broken people go
Is there anybody who can tell me where do
Broken ones go
Maybe there’s a place instead of running
Maybe there’s a way instead of nothing
Mother smile eternal shine
Blowing the eyes of my heart my heart
And you’re still here with your crown
Knowing who you are who you are
‘Cause change is coming
The world is moving
And time is on your side
Oh is there anybody who can tell me where do
Broken people go
Is there anybody who can tell me where do
Broken ones go
Maybe there’s a place instead of running
Maybe there’s a way instead of nothing
‘Cause change is coming
The world is moving
And time is on your side
Broken Ones / Hindi Zahra
Kaynaklar:
Chiron and The Healing Journey, Melanie Reinhart
İçimizdeki Mitoloji, Liz Greene – Juliette Sharman Burke
Reblogged this on MINDMILLS and commented:
Chiron (Kayron) 18 Şubat 2019 Pazartesi 2018 baharındaki ilk girişinden sonra Koç’a yeniden geçti ve 2027’ye kadar orada kalmak üzere yerleşti. Yazdım.