Sonbahar Ekinoksu ve Davet

Sonbahar ekinoksunuz kutlu olsun.

Bu sabah, 23 Eylül 2018 saat 04.54 civarı Güneş Terazi’ye geçti, sonbahar resmen başladı.

Astrolojik yıl 21 Mart’ta, Güneş Koç’a geçtiğinde, ilkbaharla başlarken hepimizin içinde bulunduğumuz döngü ‘ben’ demek üzere bir yola çıkış enerjisini içerir. Ta 23 Eylül’e dek o ‘ben’ temasının altını çeşitli alanlarda doldurur, temelini oluşturur ve ‘biz’liğin hazırlığını yaparız.

Sonbahar ekinoksuna vardığımızda gece ve gündüz eşitlenir, astroloji döngüsünde de ikinci yarıyıl başlar. ‘Ben’ demekten ‘biz’ demeye geçer, karşımızdakiyle elimizdekileri adaletli bir şekilde paylaşmak, eşit ilişki kurmak, diğerini kaale almak üzere yola devam ederiz. Gece ve gündüzün eşitlenmesi sanki ilişkisel boyutta da o eşitliğin çağrısını hayatımıza yansıtır. İlkbahar ekinoksu genç, taze, ham, taşkın bir enerji içerirken sonbahar ekinoksu olgun, dingin, dengeli, zarafet ve nezaket içeren bir salınımdadır sanki.

Siz kendinizi ilkbaharda nasıl, sonbaharda nasıl hissedersiniz? Yukarıdaki tarifler çerçevesinde ne dersiniz?

Terazi denge ve eşit ilişkiyi temsil eder, ama bu bir Terazi’nin hayatı boyunca öğrenip deneyimleyeceği şey de demektir. Bunu doğal olarak getirir, içinde taşır, ama ideal bir dünyada yaşamadığımız için o denge ve eşitlik hep bozulur. Bir tahteravalliyi ve iki tarafına oturan iki kişiyi düşünün. Farklı ağırlıklardaki insanların o tahteravalliyi nasıl bir uçtan öbür uca savurduğunu, eşit ağırlıkta oturanların bile bu iki oturağı tutan aksı sanki sabit bir bankmış gibi ortalamasının güçlüğünü hayal edin. İşte bir Terazi hep o aradaki aks gibidir. İki tarafı sürekli dengede, eşitlikte tutmaya çalışan bağlayıcı unsur. Hem dış dünyada hem de kendi içinde.

Hava elementinden bir arketip olan Terazi rasyoneldir. Stratejik akıl ve objektifliğini ilişki içinde kalarak, uzlaşarak, diplomasiyle paylaşarak ifade eder, eşit ilişkiyi bu eksenden sağlar. Haliyle uzlaşı ve ilişkisel uyum içinde kendisini geri plana atabilir, diğerini kaale alırken kendi bireyliğini unutabilir. Bunu farkettiğinde kıyaslamalara girebilir. Ben ona bu kadar değer verdim, o bana şu kadar değer verdi. Hesap kitap işleri. Halbuki bu kıyas ve hesaplara girmeden kendi seçtiği için (kendi değer sistemi içinde) ilişki içinde kalırken kendi değerini ve bireyliğini de ifade etmeyi öğrenmeli, hatırlamalıdır. Hep o dengeyi ve eşitliği bulma, sağlama çabasında.

İşte şimdi önümüzdeki bir ay boyunca hepimizin haritasındaki Terazi aktive oluyor ve hangi evimizi yönetiyorsa oraya dengelenme, eşitlik ve uzlaşma temalarıyla hareket getiriyor.

İstanbul konumlu sonbahar ekinoksu haritasını açtığımda Güneş’in kişisel kaynaklarımızı temsil eden 2. evde yer aldığını, tam karşısında 8. evdeki Chiron ile sıkı bir karşıtlık içinde olduğunu, 4. evdeki Satürn’ün ise aynı keskinlikte bir T karenin apeksini oluşturduğunu görüyorum.

Kişisel kaynaklarımız, kendimize biçtiğimiz değerlerle ortak kaynaklar ve krizler alanlarındaki karşıtlık içinde adaletli bir ilişki ve akılcı bir stratejiyle diğerini kaale alarak dengelenirken, tekbaşımıza çıkamadığımız yolların, almaya cesaret edemediğimiz insiyatiflerin gömülü yara ve öfkelerini kabullenerek kendimize ve ilişkilerimize dair bir aynalama ve dengelenme, dengelenirken kendi benliğimizi ifade etme, yaralamayı değil uzlaşı ve diplomasiyi seçme gelgitinde bize somut sonuç getirecek olan çözüm kendi temellerimize odaklanmanın sorumluğunu almak olabilir mi?

Suçlamalara girmek, kendi kendimizi yalnızlaştırmak, küsmek, kapanmak, korkmak yerine tekbaşına üstesinden gelmenin sorumluluğunu almak; bunu ev, aile, kökler, vatan ekseninde somut bir hedefe dönük gerçekleştirmek mümkün mü? Kendi kökümüzü sağlamlamak, orayı basamak basamak yapılandırmak, inşa etmek, yükselişine tanık olmanın aynalaması birebir ilişkilerde, bizlik-benlik dengesi içinde değil mi?

Tüm bu it-çek dengeleri içinde T karenin boş ayağı olan Yengeç’i unutmamalı. Kişisel ve ortak kaynaklarımız arasındaki ben-biz dengesi, görünmeyen alanda, iç dünyada somut hedeflere dönük, gerçekçi, belki biraz katı kurallar çizerek çalışırken toplumsal arenada şefkati, empatiyi, hassasiyeti unutmamak, o temelleri atmamızın yansımasının kendi kendimizi besleyecek bir ‘sığınak’ yaratmak olduğunu hatırlamak ve sığınak bir evse, evin ‘yuva’ haline dönmesi, ısınması, ruhu olması için bizim o besleyici ruhu, şefkati, manevi kapsayıcılığı da katmayı hatırlamamız formülün dengesini sağlayabilir, olumlayabilir.

Ekinoks haritasının Yükselen’i Başak, tepe noktası İkizler’ken, kişisel ve toplumsal temanın analitik bir zeka içerdiğini, bir yandan kategorize edip düzenlemeler getirirken bir yandan merak ve öğrenme iştahıyla bilgi alışverişinde kalacağımızın ipuçlarını görebiliriz. Bunu nasıl yapacağız? O ilişkisel dengeyi kullanarak, stratejik akılla, diplomasiyle hareket ederek, karşımızdakini kaale alarak (Başak ve İkizler’in yöneticisi Merkür Terazi’de).

Ekinoksun yöneticisi Venüs Akrep’te ve retroya hazırlanırken tutkularımızın ışığında ilişkilerimizi, sevgi ve değer anlayışımızı dönüştürmek üzere sorgulamalar içinde olacağız. Belki de retro gölgesine çoktan girdiğimiz şu günlerden içten içe bu etkileri seziyor, hayatımızdaki ipuçlarını yakalıyoruz. Şimdilik gözlemde kalmakta fayda var.

Ekinoks Güneş’ine keskin bir uyumsuz açı yapan Uranüs’ü de unutmamalı (hele bu platformun ilham kaynağıyken). Tüm bu denge, eşitlik ve uzlaşma temasına sürprizli, şaşırtıcı, uyandırıcı bir yıldırım etkisi de çarpıyor. Bu bir sağlıklandırma teması. Belki uyum ve denge adına hala o ilişkiyi tutuyor, uzlaşıyoruz. Belki adeletli olması adına zarif ve nazik dilimizi dolaylı olarak kullanıyor ya da derinlemesine, gerçekçi şekilde kullanmıyoruz. İşte bu sürpriz o dengeyi bozacak, hatta sarsacak nitelikte. Yapabileceğimiz şey esnek kalmak, o yıldırım gibi çarpan ışığın nereyi neden aydınlattığına bakmak. Hızlı ve müthiş silkeleyici bir deneyim. İlla olaysal bir ilişki bitişi ya da ayrılık olması gerekmiyor, belki kendi kendimizle ilişkimize, kişisel adalet duygumuza dair bir uyanış ve düşünce kalıplarını bırakışı tetikler. Haleluya!

Yedi senedir başka bir platformda yazdıklarımdan astrolojiyi ayrı bir ortama taşıma gerekliliğini görüp artık zamanın geldiğini kabullenerek ben de kişisel ekinoksuma merhaba diyorum. Sonbahar ekinoksu diğeriyle paylaşma, paylaşarak dengelenme, dengelenme içinde benliği bulma ve ifade etme zamanıysa o zaman ve yer de benim için şimdi.

Sizleri de bu ortaklığa davet ediyorum. İster ses vermek, paylaşmak; ister dinlemek, okumak; ister çok sesli sözcükleri, anlamları gözlemlemek, deneyimlemek; ister sessiz alanda kalmak üzere.

Bugün (ve ekinoks haritasında) Ay Balık’ta, 7. evde ve Neptün’le uzak bir orb içinde kavuşumda. Venüs’le uyumlu bir şekilde çalışıyorlar. Duygusal olarak bu mistik birlik, beraberlik, empati ve şefkatle ilişkilerimize bakmak, onları tutkularımızla dönüştürebilecek sevginin derinliğine niyet etmek iyi gelebilir. İlişkisel büyüyü, iyi ve güvende hissetme dinamiklerini de burada bulabiliriz, bu büyüden aldanmalara kapılıp yanılsamaları da. O zaman dönüp ilişkilerimize bakacağız. Eşit ilişki kuruyor muyum? Eşitlik içinde uzlaşma ve diplomasiyi ifade ediyor muyum? Bunları ifade ederken kendimi unutmadan bireyliğimi de ortaya koyuyor muyum? Tüm bunları nasıl bir somut gerçeklik içinde yapıyorum?

Yepyeni değişimlerin kapıda olduğu bu dönemde huzurlu, dengeli, kendi iç terazimizin rahat bir salınımda olduğu ve dışarıya da aynı şekilde yansıdığı bir başlangıç teması diliyorum.

Hoş geldin sonbahar.

 

4 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. -Neslihan K dedi ki:

    Hoş geldiin, iyi ki geldin.😇🙏🏼

  2. artemismind dedi ki:

    Senin ekinoksun da kutlu olsun canikom. O zaman hoş geldik. : )

  3. -Neslihan K dedi ki:

    Teşekkür ederiz.😇🙏🏼İlk takipçimiz ve yorumcumuz olarak sen de.💙

  4. dido dedi ki:

    Hoş geldin Uranes 👏

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s