Dengenin Eli: 2024 Sonbahar Ekinoksu

Tutulmayı nasıl geçirdiniz?

Çözülmelerin, erimelerin, kapanışların ve tamamlanmaların hem değişken hem çalkantılı dinamikleri içindeydik. Bu etkileri hala taşıyoruz. Hem sisler içinde ilerlemeye çalışır, hem de güçlenmek ve özgürleşmekle ilgili somut adımlar atmaya davranırken belki de yola teslim olmanın bizi kıyının diğer yakasına taşıyacağını ancak anlıyor, kavrıyoruz. Bazen anlamak sadece yolda kalabilmekle alakalı.

Şimdiyse denge zamanı. Gece ve gündüzün eşitliği ilişkilerin dengesine, şeylerin uyum ve denkliğine çağrı gibi.

22 Eylül 2024 Pazar Türkiye saatiyle 15.43’te Güneş’in Terazi’ye ilerlemesiyle yaz mevsimi artık bitti, yıl yarılandı, sonbahar ekinoksu bu yıl ikinci defa mevsimsel dengeyi sağladı.

Artık sonbaharsa hava elementinin serinliği ve sakinliği, Terazi dönemiyse ikili ilişkilerin uyumu ve dengesi, hayatımıza güzelliği, zarafeti, diplomasiyi, eşitçe alıp vermeyi katmanın mevsimi.

Yolun Yarısı

Yılın da yolun da yarısı, orta noktası.

20 Mart’taki ilkbahar ekinoksuyla senenin ilk altı ayının temalarına bakmış, feragat ve fedakarlıkların içinden yeni yollara çıkmanın ve kalpten hissederek yaratmanın, yarattıklarımızı göstermenin yolumuzu aydınlatacağından bahsetmiştik. Üstelik bizleri geleceğimizi dönüştürmeye mecbur tutan toplumsal dinamiklerin güçlü baskısını da ifade etmiştik. Belki geri dönüp o dönemin yazısına bakmak şimdiyi demleyip yeni adımları planlamak için yardımcı olabilir. Kişisel hayatımızda geçtiğimiz altı ayı bu anlamda nasıl geçirdik?

22 Eylül sonbahar ekinoksuyla da 2025 yılının ilkbahar ekinoksuna kadar geçerli ikinci altı ayı yorumlayacağız. İki ekinoks haritasında da görülen benzerlik umut verici. Güneş ve Ay uyum içindeler. Bu yerleşimleri bireysel olarak iç ve dış dünyamızın eleleliği, kollektifte ise toplumlar ve yönetimlerin birbirini desteklemesi olarak yorumlayabiliriz.

Ekinoks Haritasına Göre

Her ne kadar Terazi dönemi denge, eşitlik, uyum, adalet, uzlaşı gibi temaları gündemimize taşısa da yine bu temaların çevresinde bir güçlenme-güçsüzleşme, dönüşme-krizlerin içinden geçme, borçlanma-hesap verme gibi konuların yükseldiğine şahit olabiliriz. Güneş ve Güney Ay Düğümü 8. evde, Ankara’ya göre çıkarılan haritada Plüto yükselmekte, ekinoks yöneticisi Venüs Terazi’nin son derecesinde Plüto’yla sert açı içinde, Güneş Plüto ve Uranüs (ve hatta Ay) burçdışı yerleşimlerde olsa bile büyük toprak üçgeni içinde. Neptün Güneş’le karşıt yerleşimde, bütün bu üçgenin ucundaki çıkış niteliğinde.

Sanki bu uyumlu ve dengeli ilişkiye, ortaklığa, evliliğe ya da diyaloga adım atarken hemen arka planda oldukça somut, gerçekçi bir dolu şeyin artık son sınırına dayandığını; tamamlanıp bir sonraki evreye geçmesi gerektiğini; buna mecburiyetimizi; bunun sorumluluğumuz, görevimiz, kurtuluşumuz ve özgürlüğümüz olduğunu yaşıyor, hissediyoruz. Buna teslim olmayıp ne yapacağız? Dalgalara karşı kürek mi sallayacağız? Belki de on yılların pazarlığını, itirazını, yok saymışlığını ve açmazını şimdi noktalayıp rahatlayacağız.

Haritanın yükseleni Oğlak görev ve sorumluluklarımızı, iş dünyası ve kurumsal yapıları, babalık rollerini ve dış dünyadaki otoriteyi ifade ederken, yöneticisi Satürn Balık’ta halen içsel yapılanmanın önemini vurguluyor. İstediğin kadar kuralları, koşulları, binaları diz; yapılanma maneviyattan, tevekkülden, teslimiyetten geçiyor.

2 Ekim’deki yeniay ve güneş tutulmasına dek damıtıp arıtılacak ilişki ve ortaklılara el atmak, önümüzü halen net göremediğimiz, kendimizi ve karşımızdakini keskin bir şekilde anlayamayıp hissedemediğimiz yerde yola güvenmek, teslim olmak. Çünkü şeyler değişiyor, şeyler bitiyor, bir kapı kapanırken bir başka kapı aralanıyor.

İhtiyaçlar İhtiyaçlar

Haritanın Ay’ı İkizler’de 4. evde, burç dışı olsa da Uranüs’le birlikte. Ailemiz, yuvamız, köklerimiz, vatanımıza dair yeni şeyler öğrenip farklı bakış açıları edinme; edindiğimiz bilgilerle objektif bir bakış açısı geliştirme ihtiyacı duyuyoruz. Bu bir dualite demek. İki şeye birden eğilmek bize iyi geliyor. İki farklı bilgi mi, iki farklı kişi mi, iki kardeş mi, iki ev, iki yuva, iki aile mi?

Uranüs hem zincirlerimizi kırıp bağımsızlaşmak hem de yeniye uyanıp gözlerimizi açmakla ilgili bir yandan dinamizm bir yandan iniş çıkışını birlikte getiriyor. Sürpriz yumurtadan ne çıkacağı önemli değil. Önemli olan bizim sürprizi nasıl göğüslediğimiz. O sürprizci acaba biz miyiz?

Ay, halkın durumuna da işaret ediyor. Köklerimizle ilgili yeni şeyler öğrenip bilme ihtiyacında olduğumuzu, farklı bakış açılarının (tarafsız bilginin, köprü görevi görmenin, merak etmenin) bize iyi geleceğini gösteriyor. Keza sahip olduklarımız ya da belki olamadıklarımızla ilgili başkaldırıp isyan etmeye açık bir dönemde olduğumuzu da.

Ay’ın Sabian Sembolü

1 derece İkizler’de yerleşen Ay’ın sembolü Terazi döneminin, ekinoks dengesinin, karşı tarafa verip oradan almanın ipuçlarını içeren anlamlı bir imge oluşturuyor. Ama sadece görünenle değil, görünmeyen kısımların gizemiyle de.

NOEL BABA GİBİ GİYİNMİŞ GERGİN BİR ADAM GİZLİCE NOEL HEDİYELERİNİ YERLEŞTİRİYOR

Bu sembol hediyeleşmek, hayattan güzel şeyleri çekip çıkarmakla ilgilidir. Belki kimseler görmeden birisi gizlice ortalıklarda dolanıp birtakım hediyeler hazırlıyordur. Nazik olun ve size hediye veren kişinin mutlanmasına izin verin. Öte yandan bu gizli saklı durumda karşısınızdakinin niyetinden şüphe edebilirsiniz. Belki haklısınızdır ya da belki hiç de öyle değildir. İyi bir şeyler olduğunun ayırdına varıp hediyelere güvenmeniz kıymetlidir. Esas soru şudur: Siz veren taraf mısınız alan mı? Cevabınız her ne olursa olsun hediyeler her zaman alınır, verilir. Verecek kişiler beklenmedik zamanlarda beklenmedik sürprizlerle böyle şeylere yeltenebilir. Burada önemli olan hediyenin kendisi değil, niyettir. Bu sembol gerçekten de aynı bir “Noel Baba”nın gizlice gelip hediyelerini bırakarak gitmesi gibi birisinin kimsecikler görmeden bir şeyler yapmaya çalışmasına da işaret edebilir. Birden ışıklar yansa ne olurdu mesela? Daha önce farkedilmeyenler görülüp anlaşılabilir mi?

İyilik Güzellik

Terazi dönemini dengelemenin yolu kendimizi güzelliklerle sarmaktan geçer. Güzel ilişkiler, güzel uğraşlar, güzel mekanlar, güzel düşünceler. Bunun sahte bir güzellik imgesiyle donatılıp dış dünyaya sunulmasındansa yukarıda bahsettiğimiz derin dönüşüm, uzun soluklu değişim ve geleceğe sıçratacak yenilenmelere önayak olacak iç ve dış dengeleri sağlam zeminde tutacak bir gerçeklikte olmasına elimizden geldiğince eğilelim. Belki güzellikleri biz yaratır da veririz, belki güzellikler oluşur ve bize verilir. Elimizi karşıya uzattığımızda giden gider, gelen gelir. Denge, eşitlik, iyilik, güzellik o uzatılan eldedir.

*Bu yazım 22 Eylül 2024 tarihinde diken.com.tr‘de yayınlanmıştır.